Düşküne bakmak hekimin işi mi?
* Ben dahiliye uzmanıyım. Geçenlerde 'bir hasta geldi' diye acil servisten aradılar. Gidip gördüm. 90 yaşın üzerinde bir ihtiyar. Kimsesi yokmuş, yalnız yaşıyormuş. Üstü başı perişan, saç-sakal karışmış halde. Komşuları tutup getirmişler. Zar zor muayene ettim, bazı tetkikler yaptırdım. Adam hasta değil, düşkün. Getirenler, ısrarla hastaneye yatırmamı istiyorlar. Oysa, bu kişinin tedaviye değil, bakıma ihtiyacı var. Banyo yapması, tıraş olması, temiz kıyafetler giymesi, dengeli beslenmesi gerekiyor. Hastaneler; yaşlı, düşkün ve kimsesizlerin bakılacağı mekanlar değil ki. Bazen zihinsel engelli kişileri, bu şekilde getirip hastaneye yatırmak istiyorlar. Yakınları, komşuları, bu kişileri gözlerinden uzak, güvenli bir yere teslim edince vicdanları rahat ediyor. Ama, doktorun, hemşirenin görevi; hastaların bakımını üstlenmektir. Devlet, vakıflar ya da hayırsever kişiler, bu tür bakıma muhtaç kişiler için gerekeni yapmalı. Bunlar için ayrı kurumlar oluşturulmalı...
Bu serzenişe hak vermemek mümkün mü? Bizim geleneğimizde yaşlılar veya engelli kişilerin bakımı; yakınlarına, ailelerine bırakılmıştır. Toplum, bu tür bakıma muhtaç kişiler için hizmet veren, yeterli sayıda kurum (bakımevi, huzurevi vb.) oluşturamamıştır. Bunun sonucunda, kimsesi olmayan ya da yakınları tarafından sahip çıkılmayan kişiler mağdur olmaktadır. Kuşkusuz bu kişilere, ihtiyaçları olan hizmeti en iyi şekilde ve sevecenlikle verecek olan kendi aile bireyleridir. Ancak, her aile bu yükü taşıyamayabilir veya taşımakta isteksiz olabilir. Bu durumda, toplum, sorumluluk üstlenmeli ve bunlara sahip çıkmalıdır. Toplum, bu görevi yerine getirmeyip, sorumluluğu hastanelere veya sağlık çalışanlarına yıkmaya kalkmamalıdır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düşmüş kişiler için ilk akla gelen, onları hastaneye kaldırmak olmaktadır. Oysa, doğru olan, her zaman bu değildir. Eğer bir hastalık durumu yoksa ve sorun düşkünlük, yaşlılık, bunama, zihinsel veya bedensel kısıtlılık ise; hastanelerin bu kişilere verebileceği fazla bir şey yoktur. Çünkü asıl gerekli olan, teşhis veya tedavi hizmeti değil; barınma, giyim, beslenme, hijyen gibi temel gereksinimlerin karşılanması ve günlük yaşamlarının devamı için gerekli hizmetin sağlanmasına dönük destektir. Bunu hastanede yapmak isterseniz, kısa bir süre sonra hastaneler asıl işlevini yapamaz hale gelir. Yaşlı ve düşkün kişilerden, hastalara yatak kalmaz. Meslektaşımın düşüncelerine aynen katılıyorum. Ancak bu durum, yazıma konu olan olayı aklamaz. Her ne olursa olsun; hastaneye yatırılan bir hastanın sorumluluğu, hastane personelince üstlenilmiş demektir. Onun teşhis ve tedavisinin yanında; bakımını, beslenmesini, temizliğini ve güvenliğini de sağlamak zorundayız. Hasta olmayan birini, sadece yaşlı veya düşkün diye acıyıp hastaneye yatırmak doğru bir davranış olmadığı gibi; hastaneye yatırılan bir hastanın, kimsesiz veya düşkün diye ihmal ya da terk edilmesi de asla tasvip edilemez.
Prof. Dr. Tevfik Özlü
|