Bandıra ayıbı bitiyor
Dünya turunu tamamlayan Rahmi Koç'un, Nazenin IV yatının kıçından sallanan İngiliz bayrağı tartışmayı yeniden alevlendirdi... Soru şu: Sahibi de, tekne de, dolaştığı su da Türk, neden başka bandıra taşıyor? (geminin, hangi ülkeye bağlı olduğunu gösteren bayrak) Tartışmanın taraflardan biri Denizcilik Müsteşarlığı, diğeri ise Gelir İdaresi Başkanlığı... Aslına bakarsanız bu durumdan her ikisi de memnun değil. Türk denizciliğine, özellikle de amatör denizcilere dönük olumlu icraatlarıyla öne çıkan Denizcilik Müsteşarlığı'nın rahatsızlığı daha fazla... Denizcilik Müsteşarı İsmet Yılmaz sohbetimize, "Yatlarında başka ülke bayrağı çekenleri ayıplamamak lazım" diyerek başladı. Gerekçesini de açıkladı: "Deniz motorlu taşıtlarından motor gücüne göre alınan vergi, karadaki taşıttan 4 kat fazla. Bunun üzerine yüzde 8 ÖTV koyun. Ayrıca yabancı bandıralı olunca ÖTV ve KDV'siz aldığı transit yakıt bedelini ekleyin. Onlar ne yapsın?" Herkesin bu gerçeği görerek eleştiride bulunması gerektiğini söyledi. Yatın kıçına yabancı bayrak takılınca, Türk karasularında dolaşmanın maliyetinin yarıdan daha ucuza geldiğinin altını çizdi. "Biz de bu ayıbın farkındayız" deyip devam etti: "Bu ayıbı kaldırmak için Gelir İdaresi Başkanımız Osman Arıoğlu ile anlaştık..."
Çekinilen eleştiri Denizcilik Müsteşarı Yılmaz, yıl sonuna kadar yatların alım satım vergileri ile yakıt bedellerinin üzerindeki ağır vergi yükünün hafifletileceğini açıkladı. "Yine de bir çekincemiz var..." demekten de geri durmadı. Çekincesi, "kamuoyunda, yat sahibi zenginlere vergi indirildi" yönünde bir imajın oluşması. Oysa, vergi indirilse de indirilmese de yatına yabancı bayrağı çekip bir marina ile de 5 yıl anlaşan, zaten bütün vergi indirimlerinden yararlanıyor... Onun için değişen bir şey olmuyor. Kamuoyunda oluşacak imajdan çekinirken, üç tarafındaki denizlerinde yabancı bayrak dolu teknelerin dolaştığı Türkiye'nin imajına ne oluyor? Müsteşar Yılmaz'ın yanıtı şöyle oldu: "Zaten hazırlığını tamamladığımız yasal düzenleme de özel yatların yabancı bayrağına kaçmasını engelleyecek..." Bu aşamada bazı rakamlar da verdi. Aktardığına göre Türk bayraklı filo, dünyada 24'üncü sırada. Oysa Türkler tarafından kontrol edilen deniz taşıtlarına bakıldığında 17'nci sırada yer alıyor; 7 sıra birden yükseliyor. Yılmaz ile sohbetimizden çıkardığımıza göre özel yatların aldıkları yakıtların üzerindeki vergi yükü, yabancı bandıralı olanlarla aynı seviyeye getirilecek. Alım satım vergileri de kara taşıtlarıyla eşit düzeye getirilecek.
Kara listedeki durum Türkiye'nin deniz taşıtları ile ilgili imaj zedelenmesi sadece kıçındaki yabancı bayraktan kaynaklanmıyor. Türkiye, çok uzun süredir deniz taşıtları dolayısıyla "kara listede..." Hem de "çok yüksek riskli" listede yer alıyor. Nedeni, güvenlik ve eğitilmemiş personel... Daha önceleri çok yüksek iken, Denizcilik Müsteşarlığı'nın uğraşısıyla, son 7 ayda sadece 24 gemi limanlarda bağlı kalıp, kara listeye alınmış. Ülkenin kara listeye girmesi ise 35 gemisi bağlanınca oluyor. Dolayısıyla Türkiye ilk kez geçen yıl yüksek riskli listeden orta riskli seviyeye gerilemiş bulunuyor. Müsteşar Yılmaz iddialı: "Bu yıl kara listeden çıkarız. ..." Yılmaz'ın da vurguladığı gibi Türkiye denizi yeni fark edip öğreniyor. Amatör denizci belgesi alan sayısındaki patlama da göstergesi...İşten anlayan bürokratlar sayesinde de "ayıptan kurtuluyor..." NOT: Yazılara kısa bir tatil arası...
|