|
Avrupa'nın önemli kaplıca merkezi
|
|
Bir ülkeyi tanımak için taşraya da dalmak şart. İki saate yakın süren Prag-Karlovy Vary yolculuğunda, ülkenin taşrasının yeşilliğine, sakinliğine, küçücük köylerin güzelliğine hayran oluyoruz. Ve Karlovy Vary. Eski adıyla Karlsbad. 1350 yıllarında Kral 4. Charles (Karel) tarafından temelleri atılan kent, Avrupa'nın en önemli sıcak su (kaplıca) merkezlerinden biri. Bir dağın eteklerinde, yeşillikler arasında, yine bir operet dekoru gibi uzanan, hiç bozulmamış, geçmişi aynen yaşatan bir kent. Ama üniversitesi, gençleri, sayısız festival ve şölenleriyle son derece canlı. Kent boyunca uzanan ana yollarda, içinde sıcak suyun sürekli aktığı çeşmeler bulunan birkaç büyük bina var. Bu suları içmek, bir tedavi yöntemi sayılıyor. Ayrıca başta bizim de kaldığımıız, Sovyet döneminin mirası dev Termal oteli olmak üzere, bu sulardan yararlanan sayısız otel var. Tarihi Pupp Oteli'ni, nehir boyundaki müze-binaları, hafif yokuşlar boyu uzanan, kimilerinde Goethe'den Kafka'ya sayısız sanatçının kaldığı evleri görüyoruz. Ve bu küçük, güzel kente biz de âşık oluyoruz. Bu arada Türkler artık her yerde. Çek Cumhuriyeti'ne de dalmışlar. Birçok Türk görüyor, kimileriyle tanışıyoruz. Öncelikle turistler... Öyle ki, özellikle Prag'da adım başı Türkçe duyuluyor. Ve Martin Tours otobüslerinde, kulaklıktaki 18 numaradan kusursuz bir Türkçe, sizlere kenti anlatıyor. Öğrenciler, şirketlerde çalışan genç mühendisler ve ticaret yapanlar... Her iki kentte de adları İstanbul, Boğaziçi vs. olan dükkânlara, kebapçı veya dönercilere rastlıyoruz. Evet, Türkler artık Avrupa'ya iyice açılmış.
|