kapat
   
11 Ağustos 2006 Cuma
 
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
SMS:
EA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 
Hem kahraman hem yağmacı
F.Bahçe piyango bileti

Hem kahraman hem yağmacı

Geçenlerde Atatürk'ün sofrasında sürekli yer aldıkları için 'mutat zevat' adı verilen kişilerin yedikleri nanelerden söz edeceğimi belirtmiştim.
O konuya geçmeden önce bir noktanın altını çizmem gerek: Geçmiş, geçmiştir. Olup bitmiştir. Tarih olmuştur. Ama daha sonra, yani günümüzde, bazı kişi ve kurumlar, kendilerine pay çıkarmak amacıyla o geçmişe atıfta bulunur.
Bugün yapıp ettiklerini, o geçmişe dayandırırlar. Kimi böbürlenir, kimi meşruiyet kazanmaya çalışır. "Benim babam şöyle ahlaklıydı... Bizim dedemiz böyle kahramandı..." gibi laflar ederler.
Ancak bunu yaparken geçmişin sadece bir parçasına dayanırlar. Mesela dede Kurtuluş Savaşı'nda büyük yararlılık göstermiştir. Torun bundan büyük bir hazla, gözleri yaşararak söz eder ama dedesinin Ermeni tehciri sırasında, komşusunun toprağına el koymasını es geçer. Bu gerçek, herkesin bildiği ama kimsenin yüksek sesle konuşmadığı bir aile sırrı olarak kalır.
Eski Türk filmlerindeki replikle onlara şöyle denebilir: "Tamam yavrum, senin deden kahramandı ama aynı zamanda yağmacıydı."
Gelelim mutat (ya da ' mutad': adet olmuş, her vakit yapılan şey) zevat (kişiler) konusuna. Bugün Atatürk'ün sofrasının ne kadar entelektüel, ne kadar aydın bir meclis olduğundan söz eden yazılar, kitaplar çıkıyor. Doğru mu? Elbette doğru.
Peki bu kadar mı? Çankaya sofraları bundan ibaret miydi? Hayır değildi. O sofranın sürekli konukları Atatürk'e ölesiye bağlıydı ama aynı zamanda ' kendi işlerine' , 'kendi zevklerine' de düşkündüler.
Mesela neler yaparlardı? Burada sözü, Ankara'nın başkent olma ve modernleşme öyküsünü, " Yabanlar ve Yerliler " (İletişim Yayınları) adlı kitabında ayrıntılı bir biçimde anlatan Funda Şenol Cantek'e bırakalım.
Madem bana inanmıyorsunuz, akademisyenlerin araştırmalarına inanın. Başlayalım:


"Mutad zevata mensup bazı milletvekillerinin ve bürokratların, davetlerde ve balolarda, beğendikleri kadınlara, yanında erkek bulunduğu halde kur yaptıkları ve onların çapkınlıklarıyla ilgili söylentilerin birçok erkeği, karısı ve kızlarını bu eğlencelere götürmekten alıkoyduğu anlatılmaktadır.
"Çankaya sofralarının çoğuna tanıklık ve hizmet etmiş, Mustafa Kemal'in özel uşaklarından Cemal Granda da, sofra mensubu ve dolayısıyla Mustafa Kemal'in yakını olma avantajını kullanarak, yemekten erken kaçıp, pavyonlara eğlenmeye giden mutad zevat üyelerini anlatır. Bunlar, bu tür eğlencelerin finansmanını o dönemki Meclis Başkanı Kazım Özalp'e, Meclis bütçesinden karşılatmaktadırlar.
"Burada dikkati çeken nokta, Çankaya'da Mustafa Kemal'in davetlisi olmak için birçok şeyi göze alabilecek bir hevesli kalabalığının varlığına rağmen, mutad zevatın bir bölümünün bir yolunu bulup sofradan uzaklaşmalarıdır. Bu tavır, sofrada ailesini bir araya getirmeyi kural edinen otoriter babanın otoritesini sekteye uğratarak sofradan kaçan çocukların yaşadığı hazzı hatırlatmaktadır. Akşam yemeklerinde konuşulan politik meselelerin zaman zaman sıkıcılaşması, Mustafa Kemal'le konukları arasında sık sık yaşanan gerginlik, belirli protokol kurallarına uyma zorunluluğu, sürekli imtihana tabi tutulmanın gerilimi de buna eklenince sofradan erken uzaklaşanların gerekçeleri daha anlaşılır olmaktadır." ( s. 137-138 )


Yukarıda anlatılanlar sadece 'tadımlık'tı. Mutat zevat, Atatürk'e yakın olmanın avantajını kullanarak daha neler yaptı neler. Önümüzdeki yazılarda başka örnekler de vereceğim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kültür nasıl anlatılır?   / 10-08-2006
 Türkçe altyazı tartışması   / 09-08-2006
 Futbolcular ve fahişeler   / 08-08-2006
 Altemur Kılıç'a cevap   / 06-08-2006
 Kazım Karabekir Paşa'nın kitabını kim, nasıl yaktı?   / 04-08-2006
 Soy sop araştırmaları   / 03-08-2006
 Naziler ve Türk basını   / 02-08-2006
 Ceza yerine teşekkür   / 01-08-2006
 Postallı bulut   / 30-07-2006
 Alttan gelen umut dalgası   / 28-07-2006
EMRE AKÖZ
Hem kahraman hem yağmacı
Geçenlerde Atatürk'ün...
HINCAL ULUÇ
Trafiğin katili Maliye'de bir adam!..
İstanbul'da...
Affedildin Yattara: 1-1
Affedildin Yattara: 1-1
Trabzonspor, UEFA 2. ön elemesinde Güney Kıbrıs'ta APOEL önünde 3.
Asla şımarmam
Asla şımarmam
G.Saray'ın Boleslav zaferinin kahramanı olan 19 yaşındaki Arda, "Hep...
Cumhurbaşkanı bile olsa dinleriz
Telekomünikasyon Kurumu İletişim Başkanı, mahkeme kararı olursa...
Antalya'da turist gibi bir başbakan
Gürcistan Başbakanı Zurab Nohaydeli, Antalya'da ailesiyle birlikte...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu