|
|
|
|
|
|
Duygu aşkı seven harika bir kadındı
Kadın haklarımızı, ayaklarımızın üzerinde durmayı, kendimizi sevmeyi bize öğreten gazeteci Duygu Asena'yı hafta başında kaybettik. Herkes bir şeyler yazdı, Hıncal Uluç'la birkaç satır konuşmamak olmazdı...
* AYŞE: Gündelik hayatta, sizin tanıdığınız Duygu Asena'yı merak ediyorum... HINCAL: Ben Duygu'yu Gelişim Yayınları'nda tanıdım. Gelişim'in en gırgır insanlarından biriydi. Onunla çalışmadım, ekibine karşı nasıldı bilemem ama on sene boyunca ekibinden bir kişi de bana gelip sitem dahi etmedi.
* Ölümünden sonra en çok duyduğum şey çok pozitif ve hep güler yüzlü olduğuydu... Gelişim Yayınları'nda en ciddi toplantı her hafta Nokta dergisinin toplantısıydı. Ercan Arıklı başkanlık ederdi. Herkes ciddi eleştiriler öne sürerdi. Biz Duygu'yla gırgır geçer, toplantıyı sulandırırdık. Ercan Bey bizi atacak noktaya gelirdi.
* Lisede gibi! Aynen! Karşılıklı oturur, elle ayakla birbirimizi taciz ederdik. Duygu beni şikayet ederdi.
* Dışarda tabuları yıkarken, içerdeki tavrı nasıldı? Gazeteci Duygu başka bir Duygu'ydu. Hakiki Duygu feminist değildi. Erkekleri onun kadar seven ve sayan bir kadın görmedim.
* Duygu Asena'nın feministliği erkeklerden nefret edelim, asalım, keselim değildi ki! Bir opera galasında yanyana oturuyoruz. Telefon çaldı, iki kelime konuştu "Ben gidiyorum" dedi. "Nereye?" dedim. "Sevgilim seni özledim dedi" diyerek gitti. Ben galalarda boş koltuktan ve cep telefonuyla konuşulmasından nefret ederim ama o gece Duygu gözümde yüceldi.
'NEŞENİN İNSANIYDI'
* İyi de feminist demek, 'aşık olmaz' demek değil ki! 'Kapıyı anahtarla açmak' yazısını yazdığımda; "On beş yirmi yıldır kapıyı anahtarla açıyorum. Işıklı bir eve gelmek, kapının zilini çalmak ve kapının bana açılmasını istiyorum" dedim. Feministlerden bana emailer geldi.
* "Sen kendine köle mi arıyorsun" demişlerdir. "Kendi kapını kendini açsana" dediler. Feminizm bu! Duygu Asena benim karım olsaydı; kapıyı açar, kucaklayarak divana oturturdu. Hatta yorgunsam da bir leğen su getirir ayağımı içine koydururdu.
* Ama asla prensiplerinden ödün vermezdi. Duygu, Türk kadınına fevkalade hizmet etmiştir. Ama kendi özel yaşantısında, erkekleri seven, aşkı seven, aşkı yaşamayı seven harika bir kadındı. Öyle beyaz gömlekle cenazeye gidip saf tutmak, bunlar garip gösteriler! Duygu bu değil. Duygu benim için neşenin insanıydı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|