| |
Bilmek hatırlamaktan daha önemlidir
Bir toplulukta sohbet edip fıkralar anlatılırken, mutlaka o topluluktan bir ya da birkaç kişinin "Bunları nasıl hatırlıyorsunuz? Ben hiç fıkra hatırlamam" diye şaşkınlığını seslendirdiğine tanık olursunuz. Güçlü bellek sahibi olmak, insanların en fazla özendiği şeylerden biridir kesinlikle. Dün ajanslardan, Almanya'da unutkanlığa karşı bir ilaç üretildiği haberi geldi. Buna göre Max-Planck Enstitüsü'nden Prof.Hans-Hilger Ropers, araştırmaların sonuçlandığını ve üretilen ilacın uygulandığı farelerde hafıza kaybının giderildiğini açıklamış.. Bild gazetesinde yayınlanan habere göre, ilaç beyindeki belirli sinir hücrelerinin aşırı faaliyetini engelleyerek, özellikle kısa süreli hafızanın daha iyi işlemesini sağlıyormuş.. Bazı Amerikan ilaç firmaları ilacı gelecek yıl içinde piyasaya sürmek istemekteymişler.
ÇİÇEĞİN ADI Bu haberi okuyunca bir türlü unutamadığım fıkrayı hatırladım. İki arkadaş karşılıklı konuşup dertleşirlerken, biri "Hiçbir şeyi hatırlayamıyorum. Dün akşam ne yediğimi bile sorsan hatırlayamam. Hafızam çok zayıf" diye yakınmış. Diğeri bunu duyunca gülümsemiş ve arkadaşına yol göstermiş: - Üzülme... Ben de geçen haftaya kadar senin gibiydim. Her şeyi unutuyordum. Bir doktora gitim. Adam beni tedavi etti, ilaçlar verdi. Şimdi hiçbir şeyi unutmuyorum. Bunları dinleyen belleği zayıf arkadaş hemen "O doktorun adını, adresini ver bana. Hemen ona gideyim", demiş. Tedavi olup hafızası güçlenen adam, bunun üzerine arkadaşına sorular yöneltmeye başlamış: - Hani bir çiçek vardır. Güzel kokar, çeşitli renkleri vardır, dikenlidir, bülbüllerin o çiçeğe aşık olduğu söylenir... Nedir o çiçek? Hafızası zayıf olan "Gül" diye cevap verince, tedavi sonucu hafızası güçlenen "Gül" diye mutfaktaki karısına seslenmiş, - Gül, geçen hafta gittiğim doktorun adı neydi? Bana göre insanlar güçlü bellek sahibi olmaya fazla özenmemeliler. Çünkü bazı durumlarda unutabilmek, hatırlamak kadar önemlidir. Mesela bazıları kendilerine kötülük yapanlar için "Onu affederim ama yapılanı da unutmam" derler ya, bence bu yaklaşım bile güçlü hafızanın olumsuz yanlarından birini yansıtır…
BİLMEK ÖNEMLİDİR Aslında "Hatırlamak "tan ziyade "Bilmek " ve bilgiyi özümsemek daha önemlidir. Bu yüzden tarih bir masal değil, bir bilimdir insanlık için. Bunları düşünürken, hiç unutamadığım bazı haberleri hatırladım. Mesela 1960'lı yıllarda Cumhuriyet gazetesinde dış haberler sayfasını yaparken, Malezya Parlamentosu'ndaki bir tartışmanın haberi gelmişti AP'den. O dönemde Mao liderliğindeki Çin, bütün Asya için endişe kaynağıydı. Vietnam Savaşı'ndan yansıyan gerginlik, Çin'in Güney Asya ülkelerine dönük olumsuz projeleri olduğunu hissettiriyordu. İşte o günlerden birinde, Malezya parlamentosundaki milletvekilleri, Başbakan Tunku Abdurrahman'a (1903-90) soru önergesi yöneltmişler: - Çin Malezya'ya saldırırsa ne yaparız, demişler. Abdurrahman da, "Teslim oluruz" diye cevap verip, kürsüden inmiş. Bugün Ortadoğu'da ABD-İsrail dayanışmasının sonuçları karşısında, başta Lübnan olmak üzere diğer Arap ülkelerinin teslimiyetçi tutumlarını görünce, hep o haberi ve Tunku Abdurrahman'ın "Teslim oluruz" şeklindeki kısa konuşmasını hatırlıyorum. Ortadoğu tarihini okuyup, özümsemişseniz, Arapların geçmişte hep böyle teslimiyetçi davranmadıklarını ve geçmişte hep İsrail'e karşı savaşı onların başlattığını bilirsiniz. İşte o tarihin ayrıntılarını özümsememişseniz, neden bugün Lübnan'ın böyle çaresiz biçimde saldırıyı kabullendiğini ve diğer Arap ülkelerinin de neden suskun kaldığını anlarsınız. Hatta Saddam Irak'ının Kuveyt'e saldırıp işgal etmesi sırasında da Arap ülkelerinin neden suskun kaldığını sorgularsınız ve olayı Arap-Yahudi ırkları arasındaki bir gerginliğin ötesindeki boyutta görebilirsiniz. Ama sadece hatırlayarak Ortadoğu'yu anlamaya çalışırsanız, İsrail'e kızmaktan ve Lübnan'a acımaktan başka hiçbir şey yapamazsınız.
|