| |
|
|
O sessiz akşamda
Önceki akşam Boğaziçi biraz mahsundu. Gece yarısına doğru Boğaz'da teknesiyle dolaşmakta olan çok sevdiğim bir dostum aradı. "Fatih, Boğaz şu anda ölü gibi. Boğaz'daki eğlence yerlerine ceza verip kapatmışlar. Emin ol Boğaz'ın havası kalmamış. Bu mekânlar İstanbul için ne kadar önemliymiş şimdi anlıyorum" dedi. Güldüm. Aynı dostum çok değil birkaç hafta önce Boğaz'daki eğlence yerlerinden şikayet ediyordu. Çünkü yalısı Boğaz'ın Anadolu yakasındaydı ve müzik sesi her gece yatak odasına kadar doluyordu. Ve birkaç hafta gürültüden "şikâyet" eden dostum, önceki akşam "sessizlikten" şikâyet ediyordu. Gürültü yaptıkları için şikâyet ettiğimiz o yerlerin, Türkiye'nin, İstanbul'un modern yaşam biçimi açısından ne kadar önemli olduklarını, simgesel olarak ne kadar çok şey ifade ettiklerini "O sessiz akşamda" anladık belki de. Reina'sı, Sortie'si, New Yorker'ı, adını bilmediğim daha onlarcası İstanbul'un bir dünya kenti olduğunun, Müslüman ama Batılı, muhafazakâr değerlere sahip ama çağdaş bir ülkenin hiç durmaksızın atan kalbi olduğunu gösteren yerler aslında. Zaman zaman onlardan şikâyet ediyoruz ama onlarsız ne kadar yavan kaldığımızı da hissediyoruz. Onların "Yaşam biçimimiz" açısından ne kadar çok şey ifade ettiğini anlıyoruz. Bu eğlence yerleri kapatılmasın. Onlara ihtiyacımız var. Gitmesek de var, görmesek de var. Ama onlar da konu komşuya biraz saygı göstersinler. Çok değil. Biraz. O kadarına razıyız. Yaşam biçimimiz için.
|