Kene falan...
Başbakan, kendisini "kene" şeklinde çizen karikatüristi, mahkemeye verdi. 25 bin lira istiyor.
Daha önce de kendisini "kedi" şeklinde çizen karikatüristi, mahkemeye vermişti. 5 bin lira istemişti.
Aynı Başbakan, kendisini "fil", "zürafa", "maymun", "deve", "kurbağa", "yılan", "inek" ve "ördek" şeklinde çizen karikatüristi de, mahkemeye vermişti. 40 bin lira istemişti.
25 bin. 5 bin. 40 bin. Tarifesi nedir ki bu işin?
Farzedelim, kene hakaret. Farzedelim, kedi de hakaret. Neden birine 5 bin lira, öbürüne 25 bin lira istiyor? Kedi olunca, hafifletici sebep mi oluyor? Sevimli falan diye. Öyleyse eğer... Fil, zürafa, maymun, deve, kurbağa, yılan, inek ve ördek, hepsine birden 40 bin lira. Böl 8 hayvanı, 40 bine... Tanesi 5 bin lira. Ördeği anlarım da... Kurbağanın neresi hafifletici sebep? Ya da şöyle soralım... Kene, neden deveden pahalı?
Oldum olası, "manevi tazminat" davalarını anlayamam. Hakarete uğradığını düşünüyorsan, dava açar mısın? Açarsın. Neden? "Hakarete uğradığını" kanıtlamak için... Para neden ister ki, insan? Manevi hakarete uğramanın bedeli kaç para olabilir ki? Veya... Aldın 5 bin lirayı. Düzelir mi maneviyatın?
Şimdi diyeceksiniz ki... "Sen olsan ne yaparsın?" Birincisi, dava açmam. Hoşgörülü olduğumdan değil... Bu karikatürist tayfası, yalaka gazetecilere benzemez. Sağlam yürek vardır onlarda... Hapse girmekten bile korkmazlar. Para ödemekten neden korksunlar? Hem zaten işi paraya dökersen... Kaç paraysa verirler, yine çizerler. İkincisi... İlla açacaksam, "sembolik" dava açarım. 1 kuruşluk mesela. Çünkü amacım ne? "Hakarete uğradığımı" kanıtlamak. Malum, adalet kapısı bu. Gelir kapısı değil.
|