|
|
Batman'dan bir hawar' yükseldi
Batman'lı kadınların çığlığı, sinemacılara da ulaştı. Yönetmen Mehmet Güleryüz, intihara zorlanan genç kızın öyküsünü Hawar (İmdat Çığlığı) filmiyle anlatıyor.
Batman 'Hawar,' diyor...
Orada hayat son beş yıldır, en ince damardankopuyor. Batmanlı kadınlar bir bulaşıcı hastalığatutulmuş gibi ölüme koşuyor. Herkes bu ölümmaratonunu izlerken, bir yönetmen Batmanlıkadınların çığlığını duydu ve "Hawar" (İmdat) dedi.
Sözlükler orayı 'bir petrol kentimiz' olarak tanımlasa da, hafızalarımızda 'faili meçhul cinayetlerin başkenti' olarak yer etti. Sonra 'kayıp silahlar skandalı'nda başrol oynayan valisi, domuz bağları, ölüm evleri, Hizbullah gibi tabirleri soktu gündemimize. Son beş yıldır 'genç kadın ölümlerinin diyarı' olarak tanınıyor. Orası Batman, kadınlarının ölüme koştuğu kent. Şimdilerde Van ve Diyarbakır'la birlikte, kadın intiharlarında yine istatistikleri zorlayan Batman, belgesel filmleriyle tanınan Mehmet Güleryüz tarafından çekimleri tamamlanan Hawar filmiyle, beyazperdenin de gündemine girdi. Senaryosunu Feza Sınar'ın yazdığı Hawar'ın en önemli özelliği, bütün oyuncularının amatör tiyatroculardan ve çoğunlukla bölge halkından oluşması.
'ANLATILAN BİZİM HİKÂYEMİZ' Filme adını da veren Hawar'ı canlandıran başrol oyuncusu Çiçek Tekdemir, 18 yaşında, ilkokulu bitirememiş genç bir tiyatrocu. Batman'da beş yıl önce kurulan Bahar Kültür Merkezi'nde tiyatro çalışmalarını sürdüren genç kız, yönetmen Güleryüz'ü yeteneğine hayran bıraktığı için, böyle önemli bir rolü üstlenmiş. Bir bakıma kendi hayatını oynadığını söyleyen Çiçek, "İlk başta tecrübem olmadığı için oynamak istemedim, ama konusunu öğrenince, bizi ilgilendirdiğini düşündüm ve kabul ettim," diye konuşuyor. Ailesinin filmde rol alma isteğine önce karşı çıktığını, ama sonra ikna olduklarını da gururla belirtiyor. Bir zorunlu göç mağduru Çiçek. Midyat'tan gelmişler Batman'a. Kentte yaşanan intiharların en önemli nedenini 'ailelerin engel olması' olarak açıklıyor dili döndüğünce. Hikâyeyi onun ağzından dinleyelim: "Ben ve kız kardeşim dereye çamaşır yıkamaya gidiyoruz. Karşı köyden beni seven Sedat adında bir genç, çamaşır yıkarken dereye düşen yazmamı alıyor ve bir köylü kadın da bunu görüyor. Köyde bunun dedikodusunu yapınca ve dedikodular alıp yürüyünce, ailenin büyükleri öldürülmem gerektiğine karar veriyor, bunu da babamın yapmasını istiyorlar. Babam beni çok sevdiği için öldürmeye kıyamıyor ve bir ağıla kapatıyor, intihar etmemi istiyor."
HEM ÇIĞLIK, HEM İSİM Bir dengbejin (Kürtçe masal anlatıcısı) anlatımıyla başlayan Hawar'ın senaryosunu yazan Feza Sınar ise, filmin adının 'çığlık, yardım çağrısı' anlamına geldiğini ve bölgede kız çocuklarına takılan bir isim olduğunu anlatıyor. Medyadaki intihar haberlerinden etkilenerek projeyi geliştirdiklerini anlatan Sınar, "Doğudaki erkek anlayışını, namus anlayışını empati kurarak bilmeyenlere anlatmak istedik," diye konuşuyor. İntiharların bir tür 'namus cinayeti' olduğunu iddia eden Sınar, doğrudan olayı anlatmaktansa, olayları hazırlayan süreçlere odaklandıklarını belirtiyor. Geçmişe yönelik anıştırmalarla birkaç kadın öyküsünü bir arada vermeye çalıştıklarını, ancak öne çıkan unsurun bir kurban-cellat ilişkisine dönüşen, baba- kız ilişkisi olduğunu vurguluyor. Güneydoğu'nun hassas durumu, kahramanların kadın olması ve 'intihar' gibi önemli bir konuda uzmanlara danışmadan hazırlanan bir senaryonun handikaplarını çok hesaplamadığı anlaşılan senarist, doğu ve güneydoğudaki kadınların yaşadığı bu çok ciddi sorunun, ancak karşı değer yargılarıyla çözüleceğini düşünüyor.
FİLM, SESLİ ÇEKİLDİ Batman'a ilk kez altı ay önce çok tedirgin bir ruh haliyle geldiğini anlatan filmin yönetmeni Mehmet Güleryüz ise, hiç de anlatıldığı gibi bir kentle karşılaşmamanın şaşkınlığını yaşamış: "Karanlık, yolda yürümenin bile tehlikeli olduğu bir yere geldiğimi düşünürken, insani yaklaşımları çok gelişkin, dostlukların hâlâ anlamlı olduğu topraklarla karşılaştım ve buranın hikâyesini, en iyi buranın insanıyla verebileceğimi düşündüm." Projeyi minimalist bir kadroyla çektiklerini ve filmin prodüksiyona dayalı değil, duygulara, insan faktörüne dayandığını yineliyor. 90 dakikalık Hawar'ın montajını hemen gerçekleştirmeyi ve altı ay içinde de gösterime sokmayı planlıyor. Filmin galasını da Batman'da yapacaklarını söylerken, hedef kitlenin sadece doğudaki insanlar olmadığının altını özellikle çiziyor. Sesli çekilen filmde, yöresel aksanı filme doğrudan yansıtmayı tercih eden Güleryüz filminin yerellik kadar, evrenselliği de barındırdığı iddiasında. Kızını öldürmeyi reddeden babayı canlandıran Abdullah Tarhan da, namus cinayetlerinin bölgenin gerçeği olduğunu, bu yüzden filmin bölgede yankı uyandıracağını düşünüyor. Kızını öldürmediği için evine bile gidecek yüzü kalmayan bir babanın tepkisinin benzer durumdaki babalara, ağabeylere, kocalara 'umut' aşılayacağını öne süren Tarhan, bölgenin bu tür sanatsal projelere konu edilmesini, bölgenin kaynaklarından yararlanılmasını da çok olumlu bulduğunu anlatıyor.
Müjgân HALİS
|