| |
Sivil yargı ne zaman susar, ne zaman konuşur?
Türkiye'nin "hukuk" üretemediğini, yeryüzünün ürettiği "hukuku da içselleştirmediğini biliyorum... Siyasette güçlü olanın ya da pazusu kuvvetli olanın düdüğünün çalındığını da... Üstüne üstlük, çoğunluk bunu bir kural sanıyor... Hukukun ne olup olmadığını anlatmak en zor işlerden biri... Toplumun böyle bir hukuk kulağı yok... Hukukla ilgili hiçbir birikimin olmadığı bir yerde sabah akşam "hukuk" deyip durmak Çin işkencesinden beter... Ne var ki, evrensel hukuk kuralları işlemeyince toplum da olmuyor, devlet de... Varmış gibi duruyor...
"İkiyüzlülüğün" ve "çifte standardın" en net örneklerinin buralarda yaşanan ispatlarından biri de, hukukçuları "bomba patlatarak" eğittiğini açıklayan emekli general olayı olacak gibi... Şemdinli iddianamesinde "askeriyeyi" eleştiren Van Savcısı'nı kınamak için yarışanlar, şimdi "bomba patlattığını" itiraf eden general karşısında gene yarışıyorlar ama bu kez "susmak" için... Olaylara "hukuk" açısından değil de "asker-sivil" veya "güçlü-güçsüz" diye bakınca, işler vicdanı olan herkesin yüzünü kızartacak hale geliyor...
Van Savcısı için soruşturma başlatan Adalet Bakanlığı... Onu apar topar meslekten atan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu... Yüksek yargı, baroların çoğunluğu... Meclis'in Şemdinli Araştırması'nı Meclis Genel Kurulu'na indirmeyen iktidar partisi... "Bu bir sivil darbedir" diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal... Şimdi hep birlikte susuyorlar...
Nasıl sustuklarını önceki gün Radikal Gazetesi'nde Adnan Keskin, "Yüksek yargı ve siyasiler meşgul çaldı, bombacı generali asker soruşturuyor" başlıklı haberinde muhteşem bir şekilde belgeliyordu: "Tokat'ın itiraflarına yargının zirvesini oluşturan Adalet Bakanlığı, HSYK ile Yargıtay Başkanlığı'ndan herhangi bir açıklama gelmedi. Siyasi partiler ise tam anlamıyla sessizliğe gömülmüş durumda. ...Yaptığı uzun konuşmalarla tanınan ve Ferhat Sarıkaya'ya en ciddi tepki gösterenlerden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'tan ' hakimin bomba ile terbiye edilip edilemeyeceği' sorusuna bu kez çok kısa bir yanıt geldi. Ok, 'ben böyle bir şeye müdahil olmak istemiyorum' dedi. Şemdinli iddianamesini hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'ya zaman geçirmeden sert tepki gösteren ve sonuçta görevden alan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da 'hiza bombaları' karşısında suskun kalan kurumların başında geliyor. Paşanın açıklamaları hakkında Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten ve Bakanlık adına da bir açıklama gelmedi. Radikal, Yargıtay Başkanı Osman Arslan'a not bırakıp görüşme istedi, Yargıtay Başkanı Arslan'dan görüş alınamadı."
"Siz hukukçusunuz, neden hukukun tarafını tutmuyorsunuz?" sorusunun burada, üstelik çoğunluk indinde geçerli olmadığını biliyorum... Pazusu güçlü olandan yana tavır alarak hukukun ırzına geçenlerin sergilenmesinin kamuoyunda bir "hukuk ahlakı" yaratmayacağını da... Toplumsal ilke haline gelmiş gibi gözüken iki yüzlülüğü, çifte standardı eleştirmenin de... Bombacı general, yasa dışı bomba atılabildiğini ispatladı ve herkes sustu... Halbuki dün topluca böyle bir şey olmayacağının türküsünü çalmaktaydılar...
Ne olsun bekliyoruz ki? Nihayet, 28 Şubat'ta hukukçulara Genelkurmay'da brifing verilmiş bir ülkenin insanlarıyız... "Hukuk, hukuk" demek çaresiz bir çaba... Ancak, o çaba gösterilmedikçe, buralar daha da hızlı çürüyor... Bu çürümeyi durduracak tek şey de hukuk. Hukukun bir gün ciddiye alınan ve bu çürümenin önlenmesi için, daha uzun bir süre sesimizin bir boşlukta kaybolmasını göze alarak "hukuku" savunmak zorundayız...
|