|
|
|
|
|
|
Zafer kimin olursa, Murdoch arkasında
23 yaşında patron olan Murdoch, gruba ait The Herald, Weekly Times, Adelaide News ve Birsbane Courie- Mail adlı gazetelerinin tirajını artırdı. 1955'e kadar topladığı kredilerle başka gazeteleri de satın alan Murdoch, yayınevini büyüttü. Bulvar gazeteciliği ile satışlarını artıran Murdoch, 1957'de radyoculuğa da el attı. Bundan bir yıl sonra ise ilk televizyon istasyonu olan Channel 9 için gerekli lisansı aldı. 60'lı yılların sonunda İngiltere'ye adım atan Murdoch, takvimler 1969'u gösterdiğinde ise ünlü The Sun gazetesinin sahibiydi. Ardından The Times ve The Sunday Times geldi. The Australian'ın da patronu olan Murdoch, 1970'lerin sonunda bu gazeteyi kapatma noktasına geldi. Gazete ruhunu kaybetmişti. Ve tüm çabalara rağmen tirajı artırmayı başaramadı.
BUSH'UN DESTEKÇİSİ Ne var ki, Murdoch'ın The Times'ı satın almasından sonra gazetede can sıkıcı sorunlar yaşanmaya başladı. 1981'in sonunda yazı işlerinden 50 kişi istifa etti. Gazete her gün biraz daha fazla Thacher'ın yayın organı haline geliyordu. Murdoch bu dönemde en büyük tehlikeyi komünizm olarak görmeye başlamıştı. Çok sayıda kişiyi kendisinden farklı düşündüğü için komünist olmakla suçladı. Ancak kısa bir süre sonra Rupert Murdoch Amerika'da kendini daha fazla hissettirmeye başladı. New York Post'u satın aldı ve yaklaşan seçimler için Ronald Regan'ı destekledi. Onunla bir öğle yemeğinde buluşmuştu ve Reagan'ın zaferinden sonra, artık Reganizm'in yanında yer alacaktı. Zaten zaman içinde Murdoch bunu kendisiyle ilgili hiç de şaşırılacak bir özellik olmadığını kanıtladı. Örneğin, Çin'den uydu hakkı alabilmek için kendi medyasında Çin aleyhindeki haberleri kestirmişti. Çıkarı için her zaman kazananın yanında yer aldı ve yayın organlarını bu bağlamda sonuna kadar kullandı. Irak savaşında Bush'un hep arkasında yer alan Murdoch'ın sahibi olduğu Fox TV, savaşı destekleyen aşırı miliyetçi yayınlarıyla tepki almıştı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|