|
|
|
|
|
|
Bu barışçı bir 'savaşçı' gemisi
Greenpeace'in 'bayrak gemisi' Gökkuşağı Savaşçısı, Akdeniz sularından geçerek deniz canlıları ile ilgili gözlemlerde bulundu. Gönüllülerin çalıştığı gemide sadece SABAH vardı.
Greenpeace'in bayrak gemisi Rainbow Warrior'da dört gün
Dünyanın dört bir yanına yayılmış gönüllüleriyle, paylaştığımız yerküreyi kirleten, canlıların yaşam alanlarına zarar veren her şeyle mücadele eden Greenpeace'in Rainbow Warrior (Gökkuşağı Savaşçısı) isimli yelkenlisi, Akdeniz'deki çevre kirliliğine dikkat çekmek için İstanbul'da başlayan yolculuğunu Mersin'e kadar sürdürdü.
Barış, hemen!' İşte bu sloganla açtı yelkenlerini Rainbow Warrior (Gökkuşağı Savaşçısı). O, bu kez kendisini Akdeniz'e adamış bir savaşçı; Akdeniz için, nesli hızla tükenen Orkinoslar, katledilen yunuslar, yaşam alanları istila edilen balinalar, oluşturulması gereken deniz rezervleri için savaşıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen gönüllülerden oluşan tayfasıyla İtalya'dan yola çıkan Greenpeace'in Rainbow Warrior isimli 55 metrelik yelkenlisi Akdeniz'i dolaşıyor ve tüm ülkeleri bu güzel deniz için işbirliği yapmaya çağırıyor. Bu gezinin en önemli duraklarından biri olan İstanbul'da kapılarını bir tek SABAH'a açan gemi, uzun yolculuğunun dört gününü paylaşmamıza izin verdi. 19 Temmuz'da İstanbul'dan Akdeniz'e doğru yelken açtı. Ve barışı haykırdı İstanbul Boğazı'ndan geçerken tüm ihtişamıyla, binlerce yıldır kimi zaman birbiriyle kimi zaman doğayla savaşan insanoğluna. Bu yolculukta Rainbow Warrior'un amacı Mersin'e kadar inip yol boyunca gördüğü deniz memelilerini kayıt altına almak, dalışlar yaparak deniz dibini gözler önüne sermek. Lübnan'a kadar sürmesi planlanan yolculuğunun Mersin'de son bulacak olmasının sebebiyle geminin ortaya çıkış sebebi aynı aslında: Lübnan işgal altında. Peki ya denizlerimiz? Her gün binlerce deniz canlısı telef oluyor, çoğunun nesilleri hızla tükeniyor. Bu katliama ne kadar seyirci kalacağız?..
'AKDENİZ'İ KORUYORUZ' KAMPANYASI Onları ilginç eylemleri ile tanıdık. Kimi zaman kendilerini zincirlediler, kimi zaman Boğaz'dan geçen tankerleri durdurdular, dev pankartlar asıp dikkatlerimizi çekmeye çalıştılar. Ancak çoğu zaman önyargılı yaklaşsak da savundukları şeyin doğruluğundan hiç kuşku duymadık; onlar yeni nesillere aktarılacak temiz bir dünya istiyorlardı, tüm dünya için. 1972'de kurulmuş uluslararası bir çevre örgütü Greenpeace (Yeşil Barış). Dünyanın dört bir yanına yayılmış gönüllüleriyle, paylaştığımız yerküreyi kirleten, canlıların yaşam alanlarına zarar veren herkes ve her şeyle mücadele ediyor; eylemler düzenliyor, kampanyalarla kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçlıyorlar. Yerküreyi sarıp sarmalayan okyanus ve denizleri kullanarak dev gemileriyle tüm dünyayı dolaşıp barışa çağrıda bulunuyorlar. İşte bu gemilerden biri olan Rainbow Warrior geçtiğimiz günlerde başladığı 'Akdeniz'i koruyoruz' kampanyası çerçevesinde karasularımızda dolaştı.
DENİZDE GÖNÜLLÜ HAPİS 15 Temmuz'da İstanbul'a demirleyen 55 metrelik yelkenli, Greenpeace'in en büyük gemisi olmasa da 'bayrak gemisi' olarak anılıyor. İlk geminin 1985'te Fransız ajanları tarafından batırılmasının ardından 1989'da kazanılan tazminatla aynı isimle yeniden inşa edilen yelkenlide dört gün boyunca hiç alışık olmadığım ve önceleri oldukça garipsediğim bir hayatla karşılaştım. Farklı dillerden, dinlerden, ülkelerden insanlar aynı amaç için bir arada, bir yelkenlide, lüks ve konfordan uzak bir hayat sürüyor, denizin üstünde bir çeşit gönüllü hapis hayatı yaşıyorlardı. Tüm bu zahmete bu insanların neden katlandığını ikinci gün anladım: Onlar dünya adına bir şeyleri değiştirmek için uğraşıyorlardı, tıpkı kahramanlar gibi... Dördüncü günün sabahında İzmir Aliağa'da tekneden ayrıldım. Gökkuşağı Savaşçısı ise Dalaman'a doğru yola koyulmaya hazırlanıyordu.
Nurdeniz KUTSEL /HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|