Hastanede enfeksiyon riski
* Babam 64 yaşında. Son birkaç yıldır, adeta tuvaletten gelmez oldu. Gece 20- 30 dakikada bir tuvalete taşınmaktan uyku uyuyamıyordu. Tavsiye üzerine bir bevliye uzmanına götürdük. Prostat büyümesi teşhisiyle, açık ameliyat gerektiğini söyledi. Kabul etmekten başka çaremiz yoktu. Bize söylendiğine göre, ameliyat gayet başarılı geçmiş. Ancak ameliyat sonrasında idrar yollarında iltihap başladı. Babama, bütün ilaçlara dirençli hastane mikrobu bulaşmış. Hastamız bir türlü iyileşmiyor. Ameliyattan bugüne kadar 3 ay geçti. Çok değişik iğneler, haplar verilmesine rağmen bana mısın demedi. Bu arada babam bir deri bir kemik kaldı. Hiç hali yok. Çok korkuyoruz. "Keşke ameliyat yaptırmasaydık" diyoruz, ama o şekilde de yaşaması çok güçtü. Nedir bu hastane enfeksiyonu? Bunu önlemenin bir yolu yok mu? Biz hastamızı tedavi olsun diye hastaneye götürdük, oysa oradan hastalık kaptı.
Hastane, hastaların tedavi edildiği bir yer iken; çok tehlikeli ve tedavisi güç hastalıkların kazanıldığı bir ortam haline de gelebilir. Hastanelerde, toplumda rastlayamayacağınız bir çok mikropla karşılaşma riskiniz vardır. Üstelik bu mikroorganizmalar, kullanılan antibiyotiklerin çoğuna karşı dirençlidir. Diğer taraftan hastanede yatmakta olan kişilerin, zaten vücut dirençlerini düşüren bir başka hastalıkları mevcuttur. Tüm bu nedenler bir araya geldiğinde; hastaneden kazanılan bir mikrobun yol açtığı hastalık, toplumda yaşarken edinilen benzerlerine göre çok daha ağır ve ölümcül seyredebilir, üstelik tedavisi daha zordur. Tıpta, buna hastane enfeksiyonları denmektedir. Bunların başında idrar yolları enfeksiyonu, zatürree ve yara yeri enfeksiyonları gelmektedir. Ancak en tehlikelisi zatürreedir. Hastane yönetimi, bu tür sorunların sıklığını azaltmak ve hasta güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almak durumundadır. Hastane enfeksiyonlarını sıfırlamak mümkün olmasa bile alınan tedbirlerle sıklığı azaltılabilir. Bu amaçla Hastane Enfeksiyon Kontrol Komiteleri kurulmakta ve tarama çalışmaları yapılmaktadır. Hastane enfeksiyonları, hastanedeki hijyenle çok yakından alakalıdır. İlginçtir ki hastane mikropları, başta hekimler olmak üzere hemşire, hasta bakıcı gibi sağlık çalışanlarının elleriyle bir hastadan diğerine bulaşmaktadır. Sağlık çalışanlarına, hastaya her müdahaleden önce ellerini yıkama alışkanlığı kazandırılabilse; bu enfeksiyonlar önemli oranda azaltılabilir. Ne yazık ki, dünyanın her yerinde sağlık çalışanlarına bu denli sık el yıkatmak mümkün olamamıştır. Bu ilginç durum; iş yoğunluğu, personel azlığı, yerleşmiş yanlış alışkanlıklar, elverişsiz ortamlar, eğitimsizlik ve konuya önem vermeme gibi çok farklı nedenlerle ilişkilidir. El yıkama dışında hastane binasının mimarisi, sağlık çalışanlarının sayısı, dağılımı ve eğitimleri, hastanenin hizmet verdiği hasta grupları, hastane ortamının temizlik ve hijyeni, hastada teşhis veya tedavi amacıyla kullanılan tıbbi malzemelerin sterilizasyonu, hastalara uygulanan tedavilerin uygunluğu (optimizasyonu) gibi bir çok faktör de hastane enfeksiyonlarıyla yakın ilişkilidir. Bu nedenle, kolayca kontrol altına almak mümkün olmamaktadır. Ancak hastanedeki tüm kişilerin, gönüllü ve tam katılımlarıyla bu süreçte gelişme kaydedilebilir. Bazı ileri ülkelerde dileyen hastanelerin hastane enfeksiyon oranları, bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenip ilan edilmektedir. Hastalar, hangi hastanede yatması veya ameliyat olması gerektiğine karar verirken, bu oranlara bakma imkanına sahip olmaktadırlar. Bu önemli bir kriterdir. Çünkü, hastane enfeksiyonları; hastaların ağır bedensel ve ruhsal travma yaşamalarına, ölümlere, iş günü kayıplarına ve tedavi maliyetlerinin çok fazla artmasına neden olmaktadır.
|