|
|
'Sesi kısılmış insanları yazıyorum'
Benim için çok önemli konular var: İnsan hakları, düşünce özgürlüğü, azınlık hakları. Bu hakların baskı altına alındığı her yerde sesimi yükseltirim.
"Aniden çekip gitmek zorunda kalınca romanıma ara verdim. Çekip gitmem de korkmamdan değil; rahatsız oldum, çalışamaz oldum. 'İsveç'e giderim, orada çalışırım,' dedim. Benim Türkiye ile ilişkimi kimse kesemez, mümkün değil. Yıllar sonra geldim işte, her şeye rağmen. Her Türkiye'ye gelişimde rejim de bana karşı hoşgörüsüz, tahammülsüz. Kitaplarım yasaklandı, mahkemelere verdiler. Bütün bunlara rağmen ilişkilerimi geliştirdim. Ben Kürtçe yazmaya karar verdim. Kürtçe'nin toprakları da Mezopotamya'dır, Anadolu'dur. Son kitabım Ruhun Gökkuşağı'nı Türkçe yazdım. İsveç'e gittim, ama orada da rahat edemedim. Bu defa dünya basını işin içine karıştı. Bütün bunların Kürtlere, Kürt diline, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine bir yararı olacaksa ben yine kabul ederim. Benim ismimi, yazarlığımı kullanarak belli bir yarar sağlanıyorsa tamam olsun derim, fakat hiçbir yarar olmuyor, tersine karmaşayı artırıyor."
'HAKLARIN ULUSU OLMAZ' "Türkiye'de birçok yazar, aydın, gazeteci, akademisyen düşüncelerinden ötürü cezalandırılıyor. Bu engellerin kaldırılması gerekiyor. Uygar dünyada düşünce özgürlüğü toplumun atar damarıdır. Benim için çok önemli olan konular var: İnsan hakları, düşünce özgürlüğü, azınlık hakları. Zamanında Bulgaristan'daki Kürtler için de çok çaba sarf ettim, Çeçenler için de... Çünkü bunlar evrensel haklardır, bunların hiçbiri ulusal olamaz. Dolayısıyla evrensel olarak bu hakların baskı altına alındığı her yerde sesimi yükseltirim."
'YASAK BİR DİLLE YAZIYORUM' "Ben yasak bir dille yazıyorum, yasak bir dille propaganda metinlerinin ötesinde iyi bir edebiyat yapmaya çalışıyorum. Bu iyi edebiyat içinde yok edilmiş bir tarih, hafıza, kimlik, sesi kısılmış insanların sesi olma söz konusu. Doğal olarak herkesin hoşuna gitmiyor."
|