Lübnan'a bak... Kahrol...
Lübnan'ı görüyorsunuz. İçler acısı.
Kendini savunmak için elini bile kaldıracak hali yok. Askeri, zabıtadan bozma. Milleti, gariban. Misafir ettikleri terör örgütlerine teslim olmuşlar. Vurulan yerlere dikkat edin... Hep hücreevi. Çünkü ülkeye zarar verip, dizlerinin üstüne çöktürmek için hedef alınacak sanayi tesisi falan yok. Zaten ülke demeye de bin şahit ister... Yürüyerek gezersin... Bizim Konya'nın dörtte biri kadar... Üretimi zavallı. Domates biber satarak geçinmeye çalışıyorlar. İhracatı 700 milyon dolar. İthalatı 7 milyar dolar. 10 katı. Dışardan mal getirmek için devamlı dış borç almasa, kıçına giyeceği donu yok. Bakın, yabancılar, kendi devletlerinin tahsis ettiği gemilerle uçaklarla kaçıyor. Lübnan halkı, yürüyerek ya da eşek sırtında Suriye'ye geçmeye çalışıyor.
Ama bu Lübnan... Bölgenin 72 milyon nüfuslu devi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli değerlerinden Telekom'un sahibi.
O halde soru şudur... Kendi perişan ülkesine yatırım yapacağına, nereden temin edildiğini bilmediğim parasını, elalemin ülkesine götüren Lübnanlı işadamına mı kızarsın? Yoksa, dünyanın en güçlü devletlerinden birinin "tek taş pırlantası"nı aciz Lübnan'a sattığı için gurur duyan zihniyete mi?
|