|
|
|
|
|
|
Sulukule'den 'soylu' sürgün
Romanlar bin yıllık yurtları Sulukule'den ayrılma riskiyle karşı karşıya. Belediyenin çöküntü alanı olarak nitelediği Sulukule'nin yıkılma kararı, uzmanlar tarafından 'soylulaştırma politikası' olarak yorumlanıyor.
Romanlar'ın bin yıl sonra ilk göçü...
Kentsel Yenileme Projesi gereğince, bin yıldır yaşadıkları Sulukule'den ayrılma riskiyle karşı karşıya kalan Romanlar en çok mahallelerine "çöküntü" denmesine ve bu kararın kendilerine danışmadan alınmasına öfkeli.
Romanlar, Fatih Belediyesi'nin Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı onayından geçerek, Resmi Gazete'de yayınlanan "yenileme kararı"yla bin senedir yurt tuttukları Sulukule'den ayrılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Adrian Marsh tarafından yapılan Sulukule Tarihi adlı araştırmaya göre, 'çingene tarihinin kalbi' olarak nitelendirilen Sulukule, Romanların en eski yerleşim yerlerinden biri. İstanbul'un Bizans kenti olduğu dönemlerden beri Sulukule ve civarını yurt edinen Romanlar, Fatih'in İstanbul'u fethinden sonra, şehir hayatını ve ticari yaşamı canlandırmak amacıyla bugün Sulukule olarak bölgede iskan edilmiş.
'ÖLÜRÜM DE AYRILMAM' 60 yaşındaki müzisyen Ali Haşhaş da sözlerine "Sulukule Ulubatlı Hasan'ın şehit düştüğü yerden, şimdiki Azapkapı'ya kadar olan bir alanmış," diye başlıyor ve "Ölürüm de mahallemden ayrılmam," diye ekliyor. Fatih Belediyesi'nin 'zaman içinde köhnemiş, yıpranmış ya da terk edilerek çöküntü alanı haline gelmiş kentsel dokunun sosyoekonomik ve fiziksel koşulları göz önünde tutularak değiştirilmesi, dönüştürülmesi ve ıslah edilerek yeniden canlandırılması ve kente kazandırılması amacıyla' hazırladığı proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) işbirliğiyle hayata geçirilecek ve 80 bin dönüm alanı kapsayacak. Projeye göre hak sahiplerine ve kiracılara çeşitli seçenekler de sunuluyor. Buna göre;
* Şu anda bölgede ikamet eden mülk sahibi ya da kiracı isterse yapacakları katkı payı ile orada yaşamaya devam edecek.
* Mülk sahipleri, istemeleri halinde belirlenecek olan rayiç üzerinden kamulaştırma bedelini alabilecekler.
* Mülklerini TOKİ'ye devredenler TOKİ'nin kendilerine sunacağı yeni, modern bir siteye yerleşebilecek.
* Kiracılar için çekilişe katılmadan TOKİ'den ev sahibi olma imkânı sunulacak. Ancak, bölge halkı sunulan seçeneklere kıymet vermiyor. Onlar, ne tarihlerinden, ne kültürlerinden, ne de mahallerinden ayrılmak niyetinde değil. Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği'nin Başkanı Şükrü Pündük ise, yıllardır sürdürülen bir yıldırma politikasının geldiği son aşamanın 'yıkım' kararı olduğu görüşünde. Bu politikanın 1992'de eğlence yerlerinin kapatılmasıyla başladığını iddia eden Pündük, mahallelerine "Çöküntü alanı," denmesine çok içerlemiş: "Bize ne eğitim yatırımı yaptılar, ne sosyal yatırım, ne de ekonomik yatırım." Romanlar'ın birbirinden koparılmak istendiğini düşünen Pündük, "Hastaya yatağında bakmak lazım," diye özetliyor görüşlerini.
BELEDİYEYE ÖFKELİLER 53 yaşındaki bakkal Mehmet Asım Hallaç ise Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'e öfkeli. Demir'in geçtiğimiz günlerde bir özel TV kanalına verdiği demeçte, "Halkın görüşlerini aldık, sadece yüzde 7'si karşı çıktı," sözlerinin yalan olduğunu söylüyor. Yenileme projesine karşı olmadıklarını ancak, kapalı kapılar ardından kendilerine rağmen alınan kararları içlerine sindiremediklerini söylemekten geri durmuyor. Yaşadıklarının 'bir nevi ırkçılık' olduğunu ve kendilerinin de proje hazırlattıklarını anlatıyor. Bölge halkının eleştirilerine karşılık görüşlerine başvurduğumuz Belediye Başkanı Mustafa Demir, Sulukule'de bütün mülk sahipleri, kiracı ve işgalcilerle yüz yüze gerçekleştirilen ayrıntılı bir araştırma yapıldığını ve yasanın kendilerine kamulaştırma hakkı verdiğini de vurguluyor. İnsan Yerleşimleri Derneği Başkanı Mimar Korhan Gümüş ise, bunun bir 'soylulaştırma operasyonu' olduğu görüşünde. Belediyenin katılımcı kararlar almak zorunda olduğunu söyleyen Gümüş, AB yerel yönetim uygulamalarının genel şartları arasında mahallelileri yerinden etmeden restorasyon işlerinin yapılması, kararlara halkın katılması, yerel refah ve istihdam imkânlarının iyileştirilmesi gibi sorumluluklarının olduğunu hatırlatıyor.
Müjgân HALİS
|
|
|
|
|
|
|
|
|