| |
|
|
Neredesiniz anti tezkereciler!
1 Mart Tezkeresi öncesi, "Bu tezkere geçmeli" diyen ya iki gazeteci vardı, ya da üç. Biri de bendim. Bu tavırdan ötürü az eleştirilmedim, az küfür yemedim. Ve o dönemde hep şunu yazdım: "Türkiye tezkereye evet demezse bölgedeki kontrolünü ve gücünü kaybeder. PKK yeniden ortaya çıkar. Türkiye'nin müdahale gücü kalmaz. Kürt Devleti'nin kuruluşunu engelleyemez. Öyle bir an gelir ki, Türk askeri ile ABD askerleri karşı karşıya gelir, çatışmak zorunda kalır." Bu yazıların hepsi arşivlerde duruyor. Bu arada bir grup "entel", bir grup "ulusalcı", bir grup "İslamcı" biraraya gelmiş "Tezkere geçmesin" yaygarası yapıyorlardı. "Askerimiz Irak'ta çatışmak zorunda kalır" diyorlardı. Ben de onlara "Tezkere geçmezse kendi topraklarımızda çatışmak zorunda kalırız" diyordum. Sonunda "onların" dediği oldu. Tezkere Meclis'ten geçmedi. Geldiğimiz nokta ortada. Abdullah Öcalan'ı yakalayıp paket teslim yapan ABD'yi PKK'nın hamisi ilan ediyoruz. Geçmişte hergün girip çıktığımız Kuzey Irak'a girebilmek için kıyamet koparıyoruz (Girince bütün sorunu çözecekmişiz gibi). O gün "Tezkere geçmesin" diyenlerle, bugün hükümeti "bir şey yapmamakla" suçlayanlar da aynı kişiler işin garibi. O günün "Retçileri" gelinen noktanın "Sorumluları". Ama Türkiye ne geçmişi, ne geleceği düşünmeyen insanların ülkesi olduğu için kimse bunlardan hesap sormuyor. Ama tarih soracak. Umarız tarih hesap sorarken, Türkiye'nin bölünme sürecinin başlangıcını hazırlayanlar olarak yargılanmazlar.
|