Gerçek hayatın tükenmez kalemi
Haber, dün Sabah'ın en arka sayfasındaydı. Görme engelli İngiliz genci Andrew Hall evlenecekti. En büyük arzusu, hayatında bir kez olsun karısını görebilmekti. Tıp, imdada yetişti. Özel bir solüsyonla Hall'ın gözleri bir günlüğüne açıldı. Ancak operasyon hayati tehlike arz ediyordu. Genç adam gözü kapalı (!) "Evet, razıyım" dedi. Düğün gecesi, gelin Carolyn ağlayarak eşine sordu: "Beni görebiliyor musun?" Damat, "Evet" deyip, elindeki mendili karısına uzattı... Andrew Hall ertesi gün yine o sonsuz karanlığına döndü. Ama hiç olmadığı kadar mutluydu... Böyle bir sahneyi bugüne kadar hiçbir senarist yazamadı. Ben yapımcıların yerinde olsam, o bir günün hikâyesini hemen filme çekerdim. Adını da "Bir Günlük Kelebek" koyardım. Bir ömrü, 24 saate sığdıran kelebeklere atfen... Bu haberi, birbirinin tekrarı yerli dizilerin rutin senaryolarından sıkıldığım bir günde okudum. Ve aklımdan şu cümle geçti: "En büyük senarist, hayatın ta kendisi..."
|