|
|
|
|
|
|
|
Kızıltepe davasında tutuklama yok
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde Ahmet Kaymaz ile oğlu Uğur Kaymaz'ın öldürülmesinden sorumlu oldukları iddiaedilen 4 polisin tutuklu yargılanmaları talebi reddedildi.
Eskişehir Adliyesindeki duruşma nedeniyle polis ekipleri, geniş güvenlik önlemleri aldı. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz yargılanan sanık polis memurları Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz ve Seydi Ahmet Döngel ile ölen Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Reşat Kaymaz hazırbulundu. Sanık polis memuru Salih Ayaz ise sağlık sorunu nedeniyle duruşmaya katılmadı.
Hakim
Osman Açar'ın başkanlık yaptığı duruşmaya, 11 müdahil, 5 sanık avukatı katıldı. Müdahil avukatlar adına söz alan Hüseyin Cangir, olayın sanıkların iddia ettiği gibi anlık gelişmediğini, operasyon yapılan evin en az 24 saat polislerce gözlendiğini öne sürdü.
Olayın karşılıklı çatışma şeklinde geçtiği iddialarının da gerçeği yansıtmadığını ifade eden Cangir, şöyle konuştu:
''Olaydan sonra çekilen polis kamerasında ölenlerin ayağında bulunan terliklerin ayaklarından düşmemesi, bu iddianın doğru olmadığını ortaya koyuyor. Tüm olay 6 metrekarelik bir alanda geçiyor.Çatışmanın meydana geldiği olay mahallinde bulunan tankerde de kurşun izi yok. Bu çatışma olmadığını gösterir. CD görüntüleri ve mevcut delil durumuna göre sanıkların tutuklanmasını talep ediyoruz.''
'TÜRKİYE'DE DAVALAR TAŞINIYOR'
Müdahil avukatlardan Erdal Kuzu da polis kamerasından CD'ye aktarılan görüntülerin davayı daha somut hale getirdiğini belirterek, şunları söyledi: ''Evde olağanüstü bir durum yok. Her şey günlük yaşama uygundur. Kaymazlar son derece sivil insanlardı. Tanık Cemal Düzenli, etkin pişmanlıktan yararlanmıştır. Etki altında kalacağı açıktır. Bilmediği şeyleri bilmiş gibi söyleyebilir. Bu tanığın ifadesi ölümleri meşrulaştırmaya yönelik sonradan yaratılmıştır. Tanık Düzenli'nin ifadelerinin dosya kapsamından çıkarılmasını talep ediyoruz.'' Müdahil avukat Kemal Aytaç ise demokratik ve gelişmiş ülkelerde yargının adil ve bağımsız olduğunu ifade ederek, bu ülkelerde davaların olayın olduğu yerde görüldüğünü bildirdi.
Davanın olayın geçtiği yer olan Mardin'de görülmesi durumunda keşif taleplerinin reddedilmeyeceğini belirten Aytaç, şöyle devam etti: ''Ne yazık ki Türkiye'de davalar taşınıyor. Olay Mardin'de, dava Eskişehir'de görülüyor. Mardin'e keşfe kim gidecek? Türkiye'de yargıç bağımsızlığı da yok. Gelişmiş ülkelerde yargıç, göreve başladığı yerdeemekli oluyor. Biz bu dava bittiğinde başka hakim ve savcılarla karşılaşacağız. Yargıçlar hiçbir baskı ve etki altında kalmadan milletadına karar vermelidir. Ama bu ülkede savcılar hazırladıkları iddianameler nedeniyle hatalı veya hatasız mesleklerinden oluyor.''
'ADALET BAKANLIĞI NİYE AVUKATLARIN İSMİNİ İSTİYOR?'
Adalet Bakanlığının ve emniyetin davaya katılan avukatların isim listesini ve davanın seyri hakkında bilgi istediğini ifade eden Aytaç,şöyle dedi: ''Bu durum, yargının üzerine gölge düşürmektedir. Adalet Bakanlığıböyle bir listeyi niçin ister? Nesine lazım? Emniyet Müdürlüğü neden ikide bir karar örneği istiyor mahkemeden? Siz kimsiniz? Burada savcılık var. Çark tersine dönüyor. Bu tür yazışmalara ve taleplere cevap verilmesini esefle karşılıyoruz. Bu tür taleplere cevap verilmesin. Söz konusu makamlara bunun gerekçesi sorulsun.''
'BABA-OĞUL ÖNCE YAKALANDI, SONRA ÖLDÜRÜLDÜ'
Ölen Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Reşat Kaymaz da polislerin yargısız infaz yaptıklarını öne sürerek, şöyle konuştu: ''Uğur ve Ahmet Kaymaz önce yakalandı, sonra öldürüldü. İddia edildiği gibi çatışma olmadı. CD görüntüleri bunu ortaya koymaktadır. Ayrıca CD kayıtları 18.33'de başlıyor, olay 16.30'da oluyor. Aradaki 2saatlik zamanda olay yerinde her türlü düzenleme yapılabilir.''
'SOKAKTAN GEÇEN HERKES BU DAVAYA MÜDAHİL OLMUŞTUR'
Sanık avukatlarından Veysel Güler ise CD görüntülerinin Uğur Kaymaz'ın çocuk olmadığını, silah tutacak fiziki koşullara sahip olduğunu gösterdiğini, çatışma sırasında Uğur Kaymaz'ın elindeki kalaşnikof marka silahın Yenişehir Karakolu baskınında kullanıldığınıntespit edildiğini bildirdi. Söz konusu silahın Uğur Kaymaz'ın eline nasıl geçtiğini merak ettiğini ifade eden Güler, şöyle devam etti:
''Bu davada devlete ve güvenlik güçlerine duyulan kinin sonucunda bir saptırma görüyoruz. Davanın yanlış yönlendirilmesi ve saptırılması amaçlanıyor. Ahmet ve Uğur Kaymaz'ın evinde bulunan kitap, bayrak, fotoğraflar, kıyafetler ve takvim, örgüt bağlantısını ve ilişkisini gösteriyor. Sokaktan geçen herkes bu davaya müdahil olmuştur. Davanın Eskişehir'de görülmesinin dosyaya bir etkisi olmaz. Emniyetin kendi personelinin yargılandığı bir davada bilgi istemesi normaldir.
Dosyada İnsan Hakları Derneği (İHD) raporu var. Bu neyin nesi? İHD kim? Üstelik objektif değil. Polisi ve askeri suçlayıcı şekilde açıklamalarvar.''
'OLAY SIRASINDA KARŞILIKLI ATEŞ EDİLMİŞTİR'
Sanık avukatlarından Füsun Tunçok da mahkemenin verdiği ara karar gereği izlenilen olay yerini ve evi gösteren 2 No'lu CD'de görülen PKK'ya ait bez parçasının görüntülere yansıdığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Birinin terörist olması için daha başka ne gerekiyor? Ayrıca Uğur Kaymaz'ın kol ve bacak boyunu gösteren yakın çekimler iddia edildiği gibi Uğur'un çocuk değil, lise çağında bir genç olduğunu gösteriyor. Bir insan öldükten sonra elinde atış artığı (barut izi) oluşturulması mümkün değildir. Olay sırasında karşılıklı ateş edilmiştir.''
Sanık polis memurları, avukatlarının beyanlarına katıldıklarını, diyecek birşeylerinin olmadığını söylediler. Mahkeme heyeti, sanık polislerin tutuklanmaları ile tanık Cemal Düzenli'nin ifadesinin dosya kapsamından çıkarılması taleplerinin reddine karar verip, duruşmayı 27 Eylüle erteledi.
'DAVAYLA İLGİLİ KİMSEDEN ETKİ, TEPKİ GÖRMÜYORUM'
Mahkeme Başkanı Osman Açar, müdahil avukatlardan Kemal Aytaç'ın, Adalet Bakanlığının istediği isim listesi hakkında bir şey yapılıp yapılmayacağı yönündeki sorusuna karşılık, ''Konuyu tam bilmiyorum. Araştıracağım. Bu davayla ilgili hiç kimseden en ufak bir etki, tepki görmüyorum. Bunun teminatını size veriyorum'' dedi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|