SABAH - 19/07/2006 - 'Ölümden kaçış' kavgası

Şu an 19 Temmuz 2006 - Çarşamba tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Son Dakika

	Yazarlar

	News in English

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	» Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Emlak

	Otomobil

	Detaylı Arama

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Kültür Sanat

	Turizm Rehberi

	Cuma

	Cumartesi

	Pazar Sabah

	İşte İnsan

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

	'Ölümden kaçış' kavgası
	'Savaştan' kaçanlar Mersin Limanı'na geldi

'Ölümden kaçış' kavgası

Başkent Beyrut'ta yurtdışına çıkacak binlerce yabancının toplandığı noktalardan birindeyiz... Otobüste bir koltuk bulup, ülkeden kaçmak isteyenler arasında kıyasıya kavgalar yaşanıyor....

İsrail'in Hizbullah'ın askerlerini kaçırmasının ardından ülkesinde başlattığı operasyon için Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora "Cehennemin kapılarını açtılar" demişti. İşte şimdi operasyonun başladığı günden bu yana 230 sivilin öldüğü Lübnan'da tatil veya iş için bulunan yabancılar akın akın ülkeden kaçıyor. İsrail saldırıları sonucu Beyrut Havaalanı kapatıldığı için ülkeyi terk etmenin sadece iki yolu var. Suriye'ye geçip Şam havaalanını kullanmak ya da Beyrut limanı ya da Trablus limanıyla deniz yoluyla Kıbrıs Rum kesimine geçmek.

KUYRUKTA İZDİHAM
Elçilikler vatandaşları için toplanma noktaları oluşturdu. Ülkelerinin uzattığı yardım eline uzanmak isteyen yüzlerce yabancı otobüslerin sayısı kısıtlı olduğu için büyük bir izdiham yaşıyor. FİLMLERDEKİ GİBİ GÖRÜNTÜLER En kısa süre içinde ülkeyi terk etmek isteyen yabancılar tek çare olarak karayollarını deniyor... Ölüm korkusu, saatler süren bekleyişle birleşince şiddetli kavgalar yaşanıyor.

FİLMLERDEKİ GİBİ GÖRÜNTÜLER En kısa süre içinde ülkeyi terk etmek isteyen yabancılar tek çare olarak karayollarını deniyor... Ölüm korkusu, saatler süren bekleyişle birleşince şiddetli kavgalar yaşanıyor.

İzdihamda kadınlar ve çocuklar güç durumda kalırken, sık sık kavgalar oluyor. Kimse geceleri artık bombaların aydınlattığı Beyrut'ta bir gece daha kalmayı göze alamıyor. Yolda gördüğümüz İsveç vatandaşı Lübnanlı Nada Dous'un yirmi günlük bebeği ile yardım beklemesi bizi oldukça duygulandırdı. Lübnan'da yaşayan anne ve babasına torunlarını göstermeye gelen Dous. " Hemen buradan çıkmak istiyorum. Endişem çocuğuma zarar gelmesi" diyor.

SOKAKLAR BOMBOŞ
Bir dönem Ortadoğu'nun Paris'i olarak anılan Beyrut'ta artık akşam yaklaştıkça füzelerin kalplerde yarattığı korku sokakları boşaltıyor. İsrail uçakları kent semalarında gezerek bombardıman öncesi semtte yaşayan halka "Sığınaklara girin" yazılı bildiriler atıyor. Ancak buna rağmen birçok saldırı

aniden gerçekleşiyor. Uçaklarının hedefleri yollar, kavşaklar, köprüler, benzin istasyonları ve bazı binalar. Hizbullah'ın gelir kaynaklarını kesmek için de örgütün 'kar kapısı' bazı benzin istasyonları bombalanıyor. İsrail vurduğu her noktaya iki füze yolluyor. İlk füzeden 15 dakika sonra ikinci füze geliyor. Bu ölüm sayısını daha da arttırıyor. Beyrut'un El Hayat hastanesinde görüştüğüm Muhammel Fakilli Müslüman mahallesine düşen bir füze sonucu yaralananları kurtarmak için uğraşırken gelen ikinci füzenin patlaması ile yaralanmış. Fakilli "Bombanın patladığı yere çok yakındım. Yardıma koştum. Bir kadın ve çocuğu vardı. Yaralı çocuğu kucağıma almışken ikinci füze geldi" diyor.

Sadık Güleç / LÜBNAN