|
|
|
|
|
Çarşaf giyip gezeceğim
|
|
Süperstar Ajda Pekkan'dan çocuk itirafı: Despot bir babayla büyüdüm ben. Şiddet, evimizde her zaman vardı. Ben kısmen daha az dayak yedim. O yüzden çocuk yapmayı istemedim, uygun baba da bulamadım.
Çarşaf giyip gezeceğim
Süperstar Ajda Pekkan: En çok kadın bakışlarından rahatsız oluyorum, o yüzden kalabalık ortamları sevmiyorum. Neresini yaptırdı, ne giydi diye, erkekten beter, mütecaviz bakıyorlar.
Sonunda onu yakaladım. Aslında büyük oyun çevirdim. Les Ottomans'da yemeğe gittiğini öğrendim ve masanın başına dikildim. "Siz röportaj vermiyorsunuz ama ben geldim" dedim. Önce "Salyası aktı" ardından "Ölen kedisini doldurdu" haberleri Ajda Pekkan'ı öylesine kırmış ki, araya kimi koyduysam röportajı kabul etmedi. Beni karşısında birdenbire görünce tabii ki şaşırdı. Başını kaldırıp, gülümseyerek baktı. İki saniyelik bir duraklama ardından "Lütfen otur" dedi. "Otur da beraber yemek yiyelim." İşte o yemeğin öyküsüdür bu röportaj. Ajda Pekkan karşınızda. Ulaşılmaz değil. Endişeleri, zayıflıkları, korkularıyla bizden biri. Öylesine içini açtı ki... Güldük, ağladık, harika bir sohbet gerçekleştirdik. İlgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Not: Fotoğraflar Ayşe Ersayın imzasını taşıyor. Ajda Pekkan' ı bulup kedisiyle görüntülememek olmazdı tabii. O fotoğraf ertesi güne ait.
YAŞI KÜÇÜK ERKEK OLMAZ * Siz nasıl bir aileden yetiştiniz? "Arkanı dön ve çık" kavramıyla özdeşleştirdiğimiz güçlü kadın imajı nasıl oluştu yani? -Asker bir babanın çocuğuyum. Babam despot ve sert tavırlı biriydi. Anneme yanlış davranışlarda bulunduğu için biz daha anneci yetiştik.
* Evde şiddet var mıydı? -Olmaz mı? Anneme karşı daha fazlaydı, ben kısmen daha az dayak yedim. Bu aile görüntüsü yüzünden evlenmeyi hiç düşünmüyordum ama sırf evlenmiş olmak için evlendim. Sonrafark ettim ki kendi kendime evlenmiş boşanmışım zaten (gülüyor).
* Ya çocuk? -Çocuk sahibi olmayı yine bu şiddet olaylarını yaşadığım için istemedim. Daha doğrusu baba olabilecek birini bulsaydım doğururdum herhalde. Tek başıma ebeveyn olmayı düşünmedim çünkü biz o şekilde yetiştirilmedik. Öyle bir özgüven ya da terbiye yoktu. "Kadın mutlaka erkeğe mecburdur, kadın zordur" şeklinde bastırılmış duygularla büyüdük. Bir dönem evlat edinmeyi düşündüm ama sonra jenerasyon farkı olacağı için vazgeçtim. Böyle bir delilik yaparsam kendim tüp bebek olarak doğururum, inan bana.
* Evliliklerinizde siz mi baskın kişiliktiniz? -Hep samur kedi oldum. Tekir olmayı beceremedim. Çöp bidonlarının içinde gezmedim. O yüzden erkekler ne istediğimi pek bilmedi. Hayatımda hiçbir dönem oramı buramı açıp poz verdikten sonra "Ay kocam kızar" diyen bir kadın olmadım tabii (gülüyor).
* Yaşça küçük bir erkek çekici gelir mi? -Asla. Hayatımda hiçbir zaman beraber olduğum insanın benden üstün olmasını istemem. Ulaşamayacağım bir üstünlük o.
* Her erkek aldatır mı sizce? Hülya Avşar başlattı tartışmayı, herkes onayladı. -Millet aldatılıyor, ardından kendini rahatlatmak için bu mazereti uyduruyor. Her erkek aldatmaz. Kendine güvenen, akıllı kadın erkeğini elinde tutar. Off, ne biçim bir polemik bu Balçiçek, şimdi gereksiz oldu yani(Gülüyor).
* Evde galoş giydirirmişsiniz, elinizi sürekli yıkarmışsınız. Sizin için çok titiz ve mükemmeliyetçi diyorlar. Doğru mu? -Doğru. Ama bu şöhretten önce de vardı. Yani ben kendimi bildim bileli böyleyim. İnsanın kendini anlatması ne kadar zor biliyor musun? Konserlerimden önce "Bu gece benim kariyerim bitecek" diye kaygılanırım. Herkese "Benim için dua edin" derim. Ya sesim çıkmaz, ya hastalanırım ya mutlaka canımı sıkmak için bir şeyler bulurum.
* Sahnede içki içer misiniz? -Asla. Öylesine bir adrenalin var ki orada gerek yok. Benim için ya hep ya hiçtir hayat biliyor musun? Diyet yaparım ölümüne. Bozarım, yine ölümüne. Sakatat, kebap, dondurma, profiterol, en sevdiklerim. Deli gibi yerim. Programlı ama programsız yaşarım.
* Bir mekâna girdiğinizde kadın bakışlarından rahatsız olur musunuz? Yani biz kadınlar bakarız, siz de bakarsınız. -Bakıyorlar. Utanmadan gözlerini dikip, erkekten beter mütecaviz bakıyorlar. Neresini yaptırdı ne giydi? O yüzden de sevmiyorum kalabalık ortamları. Negatif elektrik aldığımda başımı öne eğip solucan gibi oluyorum. Çarşaf giyip gezeceğim artık (gülüyor)! Ama bazen de öylesine iyi bakan var ki. Hemen alıyorum iyi enerjiyi yüzümde gülücükler açıyor. O zaman onlarla saatlerce sohbet edip, fotoğraf çektirebilirim. Etraftaki insanlarin yaydığı enerji çok önemli.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|