|
|
Söz hakkı tanımak
Ağır Roman'ın ABD turnesiyle ilgili bir haber, habere 'özne' olan kişilerin itirazlarına yol açtı. Haber öznelerine yeterli cevap hakkı veriyor muyuz?.
Ağır Roman'ın ABD turnesiyle ilgili olarak Sonat Bahar'ın yazdığı, İkinci İcraat da Oğlu İçin başlığıyla ön sayfadan, Müdürün Oğlu Ağır Roman'da Rolü Kaptı başlığıyla iç sayfadan verilen habere Sabah okurları koreograf Aysun Aslan ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü Kerim Soysal'dan itiraz geldi. Aslan, haberin "magazinel" nitelikli ve "Meriç Sümen'i karalama amaçlı" olduğunu öne sürüyor. Aslan aynı zamanda haberin "kendisini de töhmet altında bırakıcı" olduğunu yazıyor. Aslan, Tunca Bakan'ın da aralarında bulunduğu Ağır Roman turne listesinin şubat ayında bakanlığa gönderildiğini, haberdeki gibi "son anda" listeye dahil edilmediğini yazıyor. Ayrıca "huzursuz" dansçıların olduğu bilgisine Bahar'ın nasıl ulaştığını sorguluyor. "Kurum sanatçıların isteğine göre hareket etmez" diyor. Soysal ise, Tunca Bakan'ın kadroya alınmasında Meriç Sümen'in "en ufak bir dahli olmadığını" belirtiyor. Soysal'a göre karar başkoreograf Selçuk Borak ve Aslan tarafından şubat ayında alınmış.
'Eleştiriler yersiz' Haberle ilgili itirazları Sonat Bahar'a ilettim. Yanıtı şöyle: "Aslan'ın hassasiyetini anlayışla karşılıyorum. Ancak onu değil Meriç Sümen'i sıkıntıya sokacak bir haber olarak değerlendirmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağı kanısındayım. Benim Ağır Roman gibi bizi Amerika'da temsil edecek bir sanat eserini karalamak gibi bir amacım yok. Haberimde bir durum tespiti ortaya konuyor. Sümen'in, yaklaşık bir ay önce büyük gazetelerden birinde (Hürriyet) oğlunun Antalya'dan İstanbul'a tayiniyle ilgili haber olduktan sonra bu tür eleştirilere de açık olduğunu düşünüyorum. Çünkü Ağır Roman'da bu güne kadar hiç rol almamış, üstelik tayini tartışmalı bir müdür oğlunun Amerika'ya gidecek kadroda olması her koşulda haberdir. Ayrıca kadroda Ağır Roman'da yıllarca dans etmiş erkek dansçıların olduğunu da eklemek gerekiyor. Kerim Soysal'ın eleştirisini ise yersiz buluyorum. Soysal'ın damadının da dekoratör kadrosuyla İstanbul Devlet Opera ve Balesi'ne girdiği ve bu konuda günlerce haber olduğunu hatırlatmalıyım. Tüm bu anlattıklarımın sadece basın ayağında değil kendi camiaları içinde de rahatsızlık yarattığını eklemeden edemeyeceğim." Yorum: Sonat Bahar habercilikte titizliği ile tanınıp güven duyulan bir muhabir. Öte yandan, haberde adı geçen kişilerin yani haber öznelerinin hoşa gitmeyen bilgiler ortaya çıkınca "karalama, töhmet, yıpratılma" gibi kavramları ortaya attıkları da bilinen bir olgu. Gerek muhabir, gerekse haber merkezi bu haberin doğruluğundan kuşku duymuyor.
Kaynak vurgusu Ama bana göre haberin yazılış ve sunuşunda sorunlar var. Öncelikle, herhangi bir kaynak belirtilmemiş. Oysa kimliği saklı dahi olsa, bu kaynakların varlığını okura duyuracak bilgilerin olması gerekirdi. Kaynak olmayınca, haber sanki bir söylenti denizinin ortasında yüzüyormuş gibi bir görünüm arz ediyor. Gazetede kaynak göstermenin ne kadar önemsendiğini bilen Sonat'ın daha titiz olmasını beklerdim. İkincisi, bu tür haberlerin "kişisel" boyutuyla ilgili. Haber ister istemez bazı yetkili kişileri "teşhir ediyor". Bilgiler doğru olduğu sürece hiçbir sorun yok, elbette teşhir edecek. Ancak, her zaman yazıyorum, adı geçen kişilere de söz hakkı tanınması, "tarafsızlık" açısından gözetmemiz gereken bir ilke. Haber öznelerinin bu tür bilgileri yalanlamaları haberin değerini düşürmez, aksine haber eğer doğruysa o kişilerin daha çok teşhir edilmesine de yol açabilir. Sonat, Aysun Aslan'la konuşmuş ama Sümen ve Soysal'la da görüşmeli, onların da görüşlerini habere eklemeliydi. Bütün bunlarla haberin doğruluğunu sorgulamıyorum. Haberin sağlam zemine oturması ve adil olunmasını gündeme getiriyorum. Okurun okuduğundan kuşku duymaması için.
|