|
|
|
|
|
|
|
|
|
Köstebek içeride
Dinlendiği için ordudan ayrılan Tümg. Taşkesen: Beni dinleyenlere Harp Okulu'ndan destek gelmiş.
Taşkesen, Genelkurmay'a gelen ihbar mektuplarının çok detaylı olduğunu, bunları ancak Kara Harp Okulu'nun içinden birilerinin yazabileceğini söyledi... Dinleme olayı için Emniyet, MİT ve Telekom da "ilgimiz yok" dedi.
Dinleyenlere yardım eden köstebek var
Tümg. Taşkesen, "Önüme konan dosyalardan biri olan deşifre dökümü tıpkı ihbar mektupları gibi isimsiz. Dosyaların ilk ulaştığı birim, neden kaynağın araştırılmasını istememiş" diye sordu.
Kara Harp Okulu Komutanlığı görevinden ve TSK'dan sürpriz bir şekilde ayrılan Tümgeneral Reha Taşkesen'in Türkiye'nin gündemini sarsan açıklamaları devam ediyor. Taşkesen yaptığı açıklamada, bu kez de dinleme yapan gruba ek olarak içeriden de yardım edildiği şüphesini dile getirdi.
MEKTUPLARDAKİ DETAYLAR Taşkesen şunları söyledi: "Genelkurmay Başkanlığı'na gelen ihbar mektuplarının detaylarını inceledim. Normalde, Kara Harp Okulu'nun günlük rutin faaliyetleri dışarıdan bilinmez. Ancak, gelen mektuplar o kadar detaylı ki, bunları
içeriden olmayan ya da içeri ile doğrudan bağlantısı olmayan birilerinin yazması mümkün değil. Mektuplarda benim Yıldızlar Lokali'nde öğrencilerin yaptığı sosyal faaliyetlerle ilgili emirlerime dair detaylar veriliyor. Ayrıca, yine bu lokalde limitli bira ve şarap servisine izin vermem de sürekli eleştiriliyor. Bu şikayeti hangi tür kafa yapar?
'BİLEN KİŞİLER VARDI' Şimdi akla şu geliyor. Bu kadar bilgi sahibi nasıl olunur? Bu içeride de bir köstebek var olduğu şüphesini akla getiriyor. Buna göre, beni dışarıdan dinleyenlerle içeriden bazılarının bağlantısı yok mu? Şunu çok açık söyleyeyim, Genelkurmay Askeri İstihbarat'ın bu işle kesinlikle ilgisi yok. Yani asker dinlemedi. Ama burada kafama takılan bir nokta var. Çünkü, bana gelen duyumlardan biri de Kara Kuvvetleri içinde değil ama TSK'nın başka birimlerinde benim dinlendiğimi bilen ve hiç sesini çıkarmayanlar olduğu yönünde.
'DEŞİFRELER DE İSİMSİZ' Burası da çok önemli. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Ergin Saygun tarafından benim önüme konan iki dosyadan biri olan deşifre dökümü de tıpkı ihbar mektupları gibi yine isimsiz olarak gönderilmiş. Kara Kuvvetlerindeki komutanlarımız bilmiyor. Peki, neden ilk eline ulaşan birim, bunun kaynağını araştırılmasını istememiş? Yani, ortada hem Kara Harp Okulu, hem de diğer bazı birimlerde konudan haberi olup da, ilgili komutanlarımıza bunları iletmeyen bir köstebek oluşum var.
BÜYÜKANIT MI? Kanımca, dış dinlemeyi bilip, Yaşar Büyakanıt Paşa'yı yıpratmak amacı ile bilerek söylemeyenler olabilir. Bir de gelen ihbar ve deşifrelerin hiç bir araştırma yapılmadan doğrudan ve bekletilmeden gönderilmesi de dikkat çekici değil mi? İddialar var ama ben bunun yabancı servis işi olduğunu falan sanmıyorum.
METEHAN DEMİR - ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|