|
|
|
|
|
|
Meme kanseri teşhisinde yeni trend: MR
Dünyada her 11 dakikada 1 kadının ölümüne neden olan meme kanserine geliştirdiği MR cihazıyla savaş açan Prof. Dr. Nalcıoğlu: Meme MR'ı, mamografiye göre daha hassas ve ayrıntılı ölçümler yapabiliyor
Amerika'da çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Orhan Nalcıoğlu; geliştirdiği 'meme MR'ıyla (manyetik rezonans), meme kanserinin erken teşhisinde yeni bir umut doğmasını sağladı. Önümüzdeki günlerde ABD'deki bilim kariyerinin 40'ıncı yılını dolduracak olan Prof. Dr. Nalcıoğlu, Robert Kolej'in fizik bölümünü bitirdikten sonra master için ABD'ye gitti ve daha sonra bu ülkeye yerleşti. Araştırmalarını 29 yıldır Kaliforniya Üniversitesi'nde sürdürüyor. Dr. Nalcıoğlu, başında olduğu Kanser Görüntüleme Merkezi'nde (KGM) meme kanseri konusunda yaptığı çalışmalarla takdir topluyor. 'Mamografi' olarak bilinen 'meme röntgen filmi', kanserin teşhisinde uzun yıllardır kullanılıyor. 40 yaşını geçen kadınlara her yıl kontrol amaçlı mamografi çektirmeleri öneriliyor. İlginçtir, son 20-30 yılda meme kanseri vakaları iki katına çıkmasına rağmen, ölüm oranı artmıyor. Çünkü mamogrofi sayesinde erken teşhis edilen hastalık, ölümcül hale gelmeden tedavi ediliyor. Nalcıoğlu'nun yönettiği Kanser Görüntüleme Merkezi ise mamografiye göre daha hassas ve ayrıntılı ölçüm yapabilen MR görüntüleme cihazları geliştiriyor. Nalcıoğlu, MR görüntülemesinin kanserde kullanılması alanında öncülük eden bilim adamlarından biri. ABD'de kanserin teşhisinde yeni yeni kullanılmaya başlanan MR'ın, mamografiye üstünlüğünü, şöyle anlatıyor:
MAMOGRAFİDEN ÜSTÜN "Göğüsleri daha yoğun olan genç hanımlarda, daha önce biyopsi olmuş ya da ameliyat geçirmiş hanımlarda mamogrofi istenen sonucu vermeyebiliyor. Göğüslerinde silikon olan hanımlara zaten mamografi çekilemiyor." Nalcıoğlu'nun söylediğine göre mamografi sadece göğüste tümör olup olmadığına bakarken, MR tümörün ne kadar ilerlediğine, iyi mi kötü mü olduğunu da bakıyor: "Kanserli dokuların damar yapısı, normal dokulardan daha farklıdır. Tümörlerde çok daha fazla damar vardır. MR'la damarların niteliklerini çok hassas bir şekilde görebiliyoruz." Orhan Nalcıoğlu, MR'ı çekilen hastada tümör bulunup bulunmadığını yüzde 100'e yakın teşhis ettiklerini söylüyor. Fakat bulunan tümörün kanserli olup olmadığını şu an dünyada sadece MR'ın yüzde 50-70 arası bulguladığını da ilave ediyor.
TEDAVİ DE EDECEK MR'la görüntüleme; meme kanserinin yalnızca teşhisinde değil, hastalığın izlenmesinde de büyük umutlar vaad ediyor. KGM de, asıl çalışmalarını bu alanda yoğunlaştırmış: "Hasta kemoterapiye başlamadan önce meme MR'ını çekiyoruz. Tümörün bütün özelliklerini ölçüp kaydediyoruz. İlaçların etkisini gözlüyoruz. Böylece tedavinin başarısını anlamak için kemoterapi safhalarının sonunu beklemeye gerek kalmıyor." Merkezin önemli bir araştırma konusu da tümörün gelişimini önceden tahmin edebilmek: Göğüste bulunan bir tümörün nasıl gelişeceğini, alındıktan sonra tekrarlayıp tekrarlamayacağını ilk günden söyleyebilmek.
|
|
|
|
|
|
|
|
|