Ölmesinler diye
"Hepimiz yoksul olduğundan bunu ilan olarak bastıramayız. Ölüme giderken, çocuklarımızın ve bizim sesimizi duyuracak, insani değerlerini kaybetmemiş, etkili ya da ünlü insanlar arıyoruz... SSPE'li çocukları sistem tarafından gizlice ölüme terk edilen, sessiz çığlıklarını duyuramayan anneler adına, Gülsüm Çakır" Bu çığlığı bir de telefonda duydum. İçeride tam 13 yıldır, sessiz sedasız bir anne mücadelesinin kucağında bir evladın yattığını öğrendim. Varlıklı bir ailenin, işte çoğumuzun anladığı manada varlıklarını yitirişinin, ama bir annenin, hasta oğlunu ölüme karşı savunabilmek üzere varlığına varlık katışının öyküsü de orada, aslında gecekondu olduğunu öğrendiğim evde yatıyordu. Öykü ayakta durmaya çalışıyordu. Öykü evden süzülüp size bize ulaşmaya çabalıyordu. Pes etmemeye, yere serilmemeye ve aynı konumdaki anneler ile evlatlarını da kucaklayarak, el ele vererek çoğalmaya, çoğalarak sesini duyurmaya uğraşıyordu. "Evlatlar için" kiminin serveti, kiminin kıt kanaat mülkü, tasarrufu gitmişti ama koskocaman bir direnme gücü, dayanışma aşkı kazanmışlardı. Eğer bu ülkede çoğunluğun anladığı manada bir "kazanç" ise tabii! Mücadelede pes eden ve meydanı terk eden kimi babanın ise bu kazançtan haberi yoktu.
"SSPE" ne, biliyor musunuz? İki çocuk babasıyım ve çok sonra, o da bozuk aşılar üstüne yazarken biraz öğrenmiştim. Oysa kimi aileler bu "Önlenebilir ölüm tuzağı... Önlenebilir ölümcül hastalık"ı iyi biliyor; yani, kötü biliyor işte. "Subakut Sklerozan Panensefalit" aslında "kızamık" ve aşısının, kimi çocuğa bakiye bıraktığı, aslında yaygın aşılamayla, aslında aşıların kuralına uygun, "soğuk zincir" le taşınmasıyla önlenebilir bir hastalık. Bu çocukların çoğu, kabaca "gamsız, kuralsız, duyarsız, sorumsuz aşı" nın kurbanları. Gülsüm Hanım'ın oğlu Ozan mesela, çok zeki, parlak bir çocukken, 13 yaşında yakalanıyor; hafıza, konuşma, yürüme kaybı. Varlıklı bir ailenin mücadele eden yarısını, gecekonduya, ama o konduda bir de SSPE derneği kurmaya sürüklüyor. "119 çocuğumuzu kaybettik şimdiye kadar" diyorlar. Kalanları yaşatabilmek için öncelikle ses duyurabilmek istiyorlar. www. ocuolusumsspe.org web sitesinde mücadelenin bazı izlerini, kimi çocukları görebilirsiniz, tabii isterseniz. İsterseniz, 9 Temmuz'da Ankara Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda onları duyabilirsiniz.
Sonradan katılan bir dernek üyesinin yazdığı gibi: "Kendi evlatlarını düşünürken başka evlatları da düşünen, onlarla empati kuran bu insanlar benim kahramanlarım." Tabii ki... Hayat ile ölüm arasında... Böyle bir "kahramanlık" da mümkün, mümkün ve kutsal. Anne sevgisiyle yahut insan-vicdanla. Hepinize iyilikler dileğimle, çocuklar.
|