|
|
Bu kent başımı döndürüyor
Sunset mayolarının çekimleri için Türkiye'ye gelen İspanyol model Esther Canadas, İstanbul'a hayran kaldı: İstanbul insanın başını döndüren bir kent....
Esther Canadas dünyanın en güzel ve en pahalı modellerinden biri. 29 yaşındaki top model, bugüne kadar aralarında Versace, DKNY, Calvin Klein, Dolce&Gabbana, Giorgio Armani, Valentino ve Givenchy gibi dev isimlerin bulunduğu birçok firma ile birlikte çalıştı. İspanyol modelin yer aldığı son kampanya, Sunset Mayo'nun 2006 katalog çekimleriydi. Firmanın yüzü olma unvanını Naomi Campbell'dan devralan Canadas, Milano'da gerçekleşen çekimlerde nefesleri kesti. Türk modacı Hakan Yıldırım ile Valentino ve Gottex'in eski tasarımcısı İtalyan Mina Bonomo'nun kreasyonlarını büyük bir başarıyla sergileyen Canadas, güzelliği ve kusursuz vücut hatlarıyla herkesi büyüledi.
AĞUSTOSTA GELİYOR Sunset'in katalog çekimleri için geçtiğimiz günlerde İstanbul'a gelen ünlü model, ağustos ayında hem bu firmanın yeni bir etkinliğinde yer almak, hem de motosiklet yarışçısı sevgilisi Sete Gibernaou'nun katılacağı Formula 1 yarışlarının Türkiye ayağını takip etmek üzere yeniden gelmeyi planlıyor. Modelliğin yanı sıra oyunculuk da yapan Esther Canadas ile hayatına ilişkin detayları, Türkiye'yi ve Sunset Mayo'nun katalog çekimlerinde yaşadıklarını konuştuk.
* Modelliğe nasıl başladınız? İdealim aslında kriminoloji uzmanı olmaktı. Modelliğe yerel bir gençlik dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanıp Barcelona'ya gittikten sonra başladım. Uzunca bir müddet burada modellik yaptım ve daha sonra şansımı denemek üzere New York'a gittim.
* İspanya'ya ünlü bir model olarak döndüğünüzde dostlarınızla ilişkilerinizde değişiklik oldu mu? Meşhur biri olarak ülkeme ayak bastığımda elbette her şey bıraktığım gibi değildi. Modellik hayatıma çok genç yaşta başladım ve sürekli seyahat ettim. Bu nedenle eskiye dayanan çok fazla arkadaşlığım yok. Ancak yaşadığınız onca önemli tecrübe hayatınızın her alanına yansıdığı gibi ilişkilerinize de yansıyabiliyor.
HİÇ DİYET YAPMADIM
* Birçok model anoreksia sorunu yaşıyor. Siz kilonuzu nasıl koruyorsunuz, sürekli diyette misiniz? Asla! Asla sürekli diyet yapmam, hatta hiç yapmamaya özen gösteririm! Hayatımın rutin akışı içinde beslenmeme dikkat ederim. Taze meyve ve sebzeleri, salatayı, İtalyan yemeklerini özellikle de makarna ve lazanyayı çok seviyorum. Soframda doğal ürünlere yer veriyorum. Düzenli olarak yürüyüş ve Thai Chi egzersizi yapıyorum.
* Boş vakitlerinizde neler yaparsınız? Çok fazla boş vaktim olmuyor. Olsa bile paparazziler sürekli peşimde. Onları atlatıp, tamamen kendimle baş başa kalmaya çalışıyorum. Köpeğim Chalupa ile vakit geçirmeyi çok seviyorum. Bol bol müzik dinliyor, egzersiz yapıyor ve kendime sağlıklı yemekler hazırlıyorum. Akşamları ise erkenden yatıyorum. İşimin yanı sıra sosyal konulara da oldukça duyarlıyım. Yardıma muhtaç çocuklara destek olmaya çalışıyorum.
* Fotoğraf çekimlerinden bir gece önce ne yaparsınız? Vücudunuzun formunu nasıl koruyorsunuz? Akşam erkenden uyur, çekim sabahı da mutlaka erkenden kalkarım. Hayatımın her alanında her şeyin doğalını tercih etmeye ve kullanmaya özen gösteriyorum. Vücudumun formunu ve güzelliğini de bu yolla koruyorum.
YEMEKLERİNİZ HARİKA
* İstanbul ve Türk yemekleri hakkında ne düşünüyorsunuz? İstanbul insanın başını döndüren bir kent. Yeniden bu büyüleyici kentte olmak için can atıyorum. Sunset ile gerçekleştireceğim bir proje kapsamında ağustos ayında Türkiye'ye gelmeyi planlıyorum. Türk yemeklerini çok sevdim. Çok zengin ve İspanyol mutfağını andıran bir mutfağınız var.
* Moda sektöründe İspanyol olmanın avantajını yaşıyor musunuz? Barcelona dünyadaki önemli moda merkezlerinden biri. Elbette ki, bunun avantajını yaşadım ve yaşıyorum. Ayrıca Akdenizliler'e özgü bir çekicilik taşıdığıma inanıyorum. Benim asıl çıkışım, New York'a gidişim ve 1998'de DKNY'nin yeni yüzü seçilmem ile oldu. Donna Karan'ın, beni bu kampanyaya seçmesinin nedenlerinden biri de bu Akdenizliler'e özgü havadır.
GÜNAYDIN SERVİSİ
|