Merkez Bankası Durmuş Yılmaz, Merkez bankası olarak piyasalardaki arkasından gitmediklerini, gelişmeleri gözlemlediklerini belirtirken, ''bu konuda proaktif bir tutum içindeyiz. Gerekirse harekete geçmekten çekinmeyiz'' demişti.
Ak Yatırım tarafından Londra'da düzenlenen konferansa katılan Yılmaz, Türkiye ekonomisi üzerine yaptığı kapsamlı sunuşun ardından, yabancı gazeteci, bankacı ve yatırımcıların sorularını yanıtlamıştı.
Türkiye ile Brezilya arasında mukayese yapan bir dinleyicinin sorusu üzerine, diğer ülkelerin durumlarını
da incelediklerini belirten Yılmaz, Brezilya'da önce döviz piyasasının istikrarlı hale getirilmesiyle tedbir alındığını, faiz oranlarının ise daha sonra yükseltildiğini hatırlattı.
Piyasalarda hala faiz oranlarının daha da yükseltilebileceğine yönelik bir endişe bulunduğunun hatırlatılması üzerine, gerekirse oranları daha fazla yükseltmekten çekinmeyecekleri yanıtını veren Durmuş Yılmaz, gereği halinde bu yönde adım atmaya hazır olduklarını ifade etti.
Merkez bankası Başkanı Yılmaz, yabancı bir gazetecinin ''siz hep piyasaları izleyip sonra tepki veriyorsunuz. Oysa kredibilite sahibi olmak için önceden tedbir almanız gerekmez mi?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''kredibilite kazanmak açısından önceden tedbir almanın gereğine inanıyorum, bizim yaptığımız da tam budur. Bu çercevede faizleri arttırdık, piyasaların nasıl tepki verdiğini görmeyi istedik.
Eğer yeni bir attırma gerekirse, biz de politikalarımızı buna göre ayarlayacağız, daha önce yaptığımız da budur '' dedi. Yılmaz piyasaların gerisinden gitmediklerini, gözlemlediklerini ve bu konuda gayet proaktif bir tutum içinde olduklarını vurguladı. Merkez bankası başkanı, ''gerekirse harekete geçmekten çekinmeyiz'' diye konuştu.
''GEREKİRSE, TEREDDÜT ETMEDEN HAREKETE GEÇERİZ''
Durmuş Yılmaz, döviz fiyatlarındaki yükselişe, sadece dış gelişmelerin değil, iç politik sorunların da neden olup olmadığını soran ve ''daha süratli şekilde müdahale etmeniz gerekmez miydi?'' diye soran bir konuğa da, süreç içinde bir müdahale gerekmesi halinde rakamlara bakarak bunu çekinmeden yapacaklarını ifade etti.
''Tereddüt etmeden harekete geçeriz'' diyen Yılmaz, ''Türkiye'deki iç gelişmelere gelince; gündemde Cumhurbaşkanlığı seçimleri, kıbrıs meselesi, ve genel seçimler gibi konular var. Bunlar hayatın gerçekleri. Biz gözlerimizi bu gerçeklere kapatmıyoruz. Ama biz bu siyasi sorunları çözemeyiz. (Bunlar bizi etkilemez) diyemeyiz. Onlar orada duruyor, Bizi de etkiliyor, biz de ona göre hareket ederiz. Zaten bunlar bizim veri setimiz içinde var'' şeklinde konuştu.
DÖVİZDEKİ DALGALANMA
Kurdaki dalgalanmaya hangi seviyede müdahale edileceği sorusunu da yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi:
''Biz seviyeye müdahale etmeyiz. Kur taahhüdümüz yok. Risk piyasanın üzerindedir. Bu bizim temel anlayışımız. Dalgalanmaya bırakıyoruz. Takip yapıyoruz. Biz kurumsal ve kişisel görüşlerimizi ortaya koyarız. Bu işin arkasındaki sebeplere bakarız. Buna göre de son kararımızı veririz. Biliyorsunuz 13 Haziran'da bono ihalesi vardı.
Pek başarılı olmadı. Bu başarısızlığın yayılmasını engellemek ve potansiyel volatiliteyi (oynaklığı) ortadan kaldırmak için müdahale ettik.'' Bir başka soru üzerine, reel sektörün 58-60 milyar dolar borcu bulunduğunu, bunun yüzde 80'inin kısa, yüzde 20'sinin de orta ve uzun vadeli borçlar olduğunu hatırlatan yılmaz, bu rakamın kesin olmadığını, zira bu rakamın halka açık şirketlerin blanço dipnotlarından elde edildiğini bildirdi.
Bunun yanında halka açık olmayan şirketler de bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, ekonominin oyuncularına, ''döviz kazanmıyorsanız döviz cinsinden borçlanmayın'' uyarısını sık sık yaptıklarını da hatırlattı.
Yerli yatırımcının döviz sattığının hatırlatılması ve bu eğilimin sürüp sürmeyeceğinin sorulması üzerine, bunun önemli bir konu olduğunu hatırlatan Yılmaz, ''bunun için gereken her şeyi yapacağız'' dedi.
Hükümetten gelirler politikasına sıkı sıkı sarılması şeklinde önemli bir destek beklediklerini de konukların soruları üzerine kaydeden Durmuş Yılmaz, ''bize verilecek en büyük destek budur'' dedi.
Durmuş Yılmaz, yabancı yatırımcılar için yüzde 15 stopajın kaldırılmasının çok önemli bir adım olduğunu da belirtirken, bu adımın Türk kağıtlarını ellerinde tutanlara büyük yararlar sağlayacağını ve süreç içinde yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmesine de yardımcı olacağını ifade etti.
''AÇIK POZİSYON SADECE 1 MİLYAR DOLAR''
Temel ekonomik göstergelerin kontrol altında tutulmasıyla ilgili soru üzerine, bunların mutlaka kontrol altında tutulması gerektiğini belirten Merkez bankası Başkanı, bankaların durumlarının sağlam olduğunu, açık pozisyonun sadece 1 milyar dolar olduğunu, faiz dışı fazla bulunduğunu, bütçe gelişmelerinin çok iyi durumda bulunduğunu, tek sorunun ise cari açık olduğunu bildirdi.
Cari açığın da, döviz piyasasında yaşanan bu gelişmelerin ardından yıl sonunda bugünkü seviyesinin altında olabileceğine dikkati çeken Yılmaz, AB ile ilgili olumsuz gelişme beklentilerinin ekonomik güveni sarsıp sarsmayacağı sorusu üzerine, ''Bunların hepsi veri setimizde var. Hesaplarımızda var. Zaten Kıbrıs sorununu döviz kuru veya faiz dışı fazlayla da çözemeyiz'' yanıtını verdi.
Yılmaz, sorular üzerine döviz kuru politikasını hükümetle belirleyebileceklerini, ancak dizaynı ve uygulamasının kendilerinin sorumluluğunda olduğunu vurguladı.
YILMAZ'IN SUNUMU
Yılmaz yaptığı detaylı sunumda da, makroekonomik göstergelerdeki güçlenmelerle sözlerine başladı ve 2001 yılında aralık ayında yüzde 68,5 olan enflasyon oranının 2006 yılının Mayıs ayında yüzde 9.86'ya düşürüldüğüne işaret etti.
Para politikasının ana unsurlarının bütçe açıklarının daraltılması, kamu sektörünün borçlanma ihtiyacının ve net borç stokunun azaltılması olduğunu belirten Yılmaz, 1970-2001 döneminde ortalama yüzde 3,9 olan büyüme oranının da 2002-2005 yılları arasında ortalama yüzde 7,8'e çıkartıldığına işaret etti.
2001 yılından bu yana Türk ekonomisinin toplam yüzde 35,1 oranında büyüdüğünü de belirten yılmaz, Merkez bankasının bağımsız bir yapıya kavuşturulmasını Türk ekonomisindeki dönüşüm noktası olarak yorumladı.
Bununla birlikte, enflasyonda düşüş başladığını ve bankanın bağımsızlığının, dezenflasyonun geri dönülemezliğinin garantisi durumda bulunduğunu belirten Yılmaz, Türk ekonomisinin bugünden sağlam temellere sahip ve şoklara dayanıklı bir yapıya kavuştuğunu anlattı.
ENFLASYON
Yılmaz, Haziran ve Temmuz aylarında yıllık enflasyondaki artışın muhtemelen süreceğini, Ağustos'ta ise enflasyondaki yükselme trendinin büyük ihtimalle sona ereceğini vurguladı.
2007'den önce enflasyondaki düşüşün yeniden başlamasını beklediklerini belirten yılmaz, ''ancak 2006 yılı sonu enflasyon oranının, hedeflenen yüzde 5'in üzerinde olması bekleniyor'' dedi.