|
|
Açıktaki Kanyon
İstanbul'da herkes Kanyon'u konuşuyor, İstanbul'da herkes "Kanyon'a gittin mi?" diye birbirine soruyor... İstanbul'da herkes Kanyon'u merak ediyor... Geçen hafta akşam saatlerini seçtim Kanyon'a gitmek için... Havanın biraz da yaza göre serinini seçtim, açık mekan Kanyon'un serin havalardaki durumunu görmek için... Çünkü böyle yarı açık bir merkez ilk kez açılıyor İstanbul'da... Dört katlı Kanyon'un ortası açık... Ortası açık olduğundan, dükkanlar açıkta gibi... İstanbul bir Akdeniz kenti değil... Bir İzmir'in ılıman havasında hiç değil... Kış sert geçer bu kentte... Kar yağar, yollar tıkanır bu megapolde... Yağmur, ayaz, tipi kol gezer kışın şehrin dört bir yerinde... Böyle bir yerde ortası açık bir mekan yapmak gerçekten cesaret işi... Kışın havalar ayaza çaldığında, kim nasıl gelecek bu alışveriş merkezine büyük bir soru işareti... Dükkanların önündeki geniş holde yürürken bir taraftan düşünüyorum... Kışın kar yağdığında, bu betonlar buz pistine döner... Burada değil yürümek ve dükkana girip alışveriş etmek, dükkanı sabah açmak bile adama zul gelir...
*** Kanyon için açıkçası biraz karamsarım... Ama umutsuz değilim... Çünkü öyle markalar dükkan açmış ki, "Bu kadar adam yanılıyor; bir ben doğru söylüyorum" diyemiyorum... Akmerkez'de hangi dükkan varsa, burada var... Üstelik Nişantaşı'ndan gelenler de var... Harvey Nichols bile koskocaman bir dükkan açıyor diyeyim, siz gerisini anlayın... Vakko'su, Ramsey'i, Cesare Paciotti'si, Scabal'ı, Max Mara'sı Calvin Klein'i ne ararsan var... Midpoint'i, Buz Bar'ı, Sturbucks'ı Gloria Jeans'i, Num Num'ı, Fransız'ı Avusturyalı'sı, Konyalı'sı dünyanın hangi mutfağını istiyorsan, hangi içkisini arzuluyorsan, hangi atmosferi tercih ediyorsan o da var. Bu kadar dükkan herhalde sinek avlamaya açmadılar bu mekanları... Havaya saçmak için yapmadılar bu yatırımları...
*** Ben oraya gittiğimde, haziran akşamı serinliği vardı İstanbul'da... Kafelerde oturulsa da, serinlik belirgindi... Örneğin Sturbucks'ın veya Buz Bar'ın açık havadan yalıtımı yok... Bu havalar biraz soğuduğunda buralarda kim nasıl oturacak tam bir muamma... Bu işlerden anlayan dostum, "Yalıtım sistemleri koyacaklar; içerisini sıcak tutacak sistemleri kuracaklar" dedi demesine ama insanları nasıl oraya getirecekler onu açıklamadı... Yaz sıcağında bu hissedilmez, bilirim... Ama kışın soğukta, insan psikolojisi değişir... Açık yerlerden kaçar... Sığınak gibi sıcak yerlere dalar... Isı farketmese de kapalı mekanları arar... Kuzey ülkeleri, böyle değildir... İnsanlar soğuk havayla yaşamaya alıştıklarından, soğuk havanın ortasında ilginç mekanlar kurarlar... Almanya'da sıcak şarabın servis edildiği, bahçe sobalı prefabrike yerler, açık pazarların ortasında kafeler ve hatta çadırlar içinde kurulan barlar vardır... Alman insanı, buralarda birasını içer, sıcak şarabını yudumlar soğuğa aldırmaz... Akdeniz ülkelerinde de Kanyon'a benzer büyük merkezler vardır... Denize yakındırlar, marinalara komşudurlar... Mevsimler uzun, gündüzler uzun, Akdeniz ılımandır... İstanbul ne Akdeniz kentidir, ne de bir kuzey şehridir... Ne kuzey şehirlerinin soğuk ve ayaz insanlarının kenti, ne de Akdeniz'e kıyı şehirlerin meltemden esinleşmiş insanları vardır İstabul'da... İstanbul İstanbul'dur ve doğasıyla, iklimiyle benzersizdir. Bu kente bu Kanyon, yazları müthiş bir hava verir bu kesin... Kışı yaşamadan tahminde bulunmak ise şu an için atmasyondur, sadece düşünmek gerekir serin serin...
|