Vatana hizmetin madalyası mı olur!
Kınalıada Deniz Harp Okulu'nun önü. Nizamiye nöbetçisi olan subay adayı genç, heyecanlanır. Çünkü, gelen yaşlı adam İsmet İnönü'dür. Harp Okulu'nun önündeki banka oturur, denizi seyretmeye koyulur. İşte o an bir asker koşar adımla gelir. "Amca" der, "Biraz sonra okula İsmet Paşa gelecek. Hadi buradan git. Çünkü komutanın emri var. Okulun önünde yabancı kimse olmayacak. Komutan seni görürse çok kızar". İsmet İnönü gülümser. "Peki evlat" der, "Birazdan giderim". Sonra saatine bakar ve "Komutanın randevusuna erken geldim" diye söylenir! Bu hikayeyi o gün kapıda nöbet tutan öğrenci Nejat Başkan anlatmıştı. Ben dedemin dizleri dibinde o kadar yaşanmış hikaye dinledim ki... Hepsi savaş ve kahramanlık üstüneydi! Sina Çölü'ndeki savaşlar, Kanal Cephesi'nde yaralanması ve İngilizlere esir düşmesi, İngiliz casus Lawrence'ın tuzaklarını anlatması bir roman gibiydi. Dedem her anlatışında hayıflanırdı: "Şu sarı Mustafa'nın askeri olamadım ki!..."
SAKARYA NEHRİ NASIL GEÇİLDİ? Çocuk aklı işte. Bir gün "Dede" dedim, "Senin neden madalyan yok!" Dedemin o gün çok kızdığını gördüm. Bana söylendi: "Vatana hizmetin madalyası mı olur?" Yıllar sonra, "Şu evrakı tamamlayıp dedemin hak ettiği madalyayı alayım ama ya dedem kızarsa" dedim. Çünkü dedem madalya almayı reddetmişti. Ama mutluyum! Çünkü doğup büyüdüğüm Maraş'ın madalyası adında; Kahraman! Yedek subay olarak hizmet ettiğim Kayseri Hava İndirme Tugayı'nın da üstün hizmet gümüş madalyası var. Efendim! Mülazım olarak askerlik yaparken Kayseri'den Polatlı'ya tatbikata gitmiştik. Tam 22 gün süren Sakarya Meydan Muharebesi'nin savaş alanını gezerken inanılmaz etkilendim. Çünkü Sakarya Nehri'ni bugünkü teknoloji ile geçmek çok zorken, o gün nasıl geçilmişti. Yaşlı köylülerden öğrendim ki herkes evini yıkmış. Evlerin üzerindeki tüm mertekleri (kalın ağaçlara denir) nehre getirip çok basit sallar yapmışlar. O yoğun duyguları Kocatepe'de hissettim. Çanakkale'de iliklerime kadar hissettim. Peki o kutsal günlerde biz ne yapıyoruz! Kocaman bir hiç! Eğer Yeni Zelanda ve Avustralyalı savaşçıların torunları, dedeleri için ülkemize gelmeseler o kutsal günleri unuturduk. Onlar bize bizim dedelerimizi unutturmadı. Bakınız!... Şafak ayininde on binin üstünde genç, dedelerine şükranlarını ifade etmek için on binlerce kilometre uzaktan Çanakkale'ye geldi. Bizler ise burnumuzun ucundaki Çanakkale'ye gitmedik. Bu yıl 5 bin üniversite öğrencisi ile 3 bin izci Çanakkale'deydi. On binin üzerindeki Anzak da oradaydı. Zaferin kahramanları orada yoktu. Yenilgiyi zafere dönüştüren ve Çanakkale Savaşı sonrasında ulus olan bir ülkenin gençleri oradaydı. Assos'a eğlenceye gidenler, Çanakkale'den geçerken neler hisseder acaba? Ben düşünür ve hissederim, 57. Alay'ın hikayesini... Bir ulus uğruna, hepsi savaş alanında ölen bu kahraman askerlere saygıyla eğilirim. Bir de İzmir, Konya, Kayseri ve Galatasaray Lisesi'nin geri dönmeyen o öğrencilerinin hikayesi beni çocuklaştırır. Bir de... Beşiktaş takımının 8 oyuncusu Çanakkale'de şehit düşer. Takım Kaptanı şair Kazım Efendi'nin cebinden Beşiktaş Marşı'nın son paragrafını saygıyla okurum: Biz 11 arkadaşız, lakin arkamız daha var. Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım. Vekar hak gibi sakin, nezih saf olalım. Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım.
|