|
|
|
|
'Üç yaşından önce kreşe göndermeyin'
Prof. Dr. Bengi Semerci, çocuk yetiştirirken ailelerin özellikle dikkat etmesi gereken kimi konuları şöyle sıralıyor: 4Oyuncak seçiminde ailelerin dikkat edeceği üç şey var. Birincisi gereğinden fazla oyuncak yarar yerine, zarar getirir. Çünkü çocukları doyumsuz hale getiriyor. Fazla oyuncak aldığınızda çocuğun o oyuncakla oynayacak vakti olmuyor. Ne kadar çok alırsanız, değeri o kadar az olur. Çocuğun yaratıcılığını, oyuncak olmayan bazı şeyleri hayal gücüyle oyunun içine katmasını da engellemiş oluyorsunuz. İkincisi; aldığınız oyuncak, mutlaka çocuğun yaşına uygun ve farklı olmalı. Üçüncüsü; çocukların o oyuncakları nasıl değerlendirdiklerini, onlarla nasıl oynadıklarını iyi gözlemlemek gerekiyor. Böylece çocuk ve onun hayal dünyası hakkında çok şey öğrenebiliriz.
* Üç yaşından önce çocuğu kreşe göndermek ruhsal sorunlara neden olur. Çünkü sosyalleşme yaşı üç. Bundan öncesi, daha çok anne ya da evdeki bakıcıyla iletişim kurması, tuvalet eğitimi alması ve kendi varlığını sosyalleşmeye hazırlaması gereken bir dönemdir. Eğer çok zorlayıcı şartlar yoksa, üç yaşa kadar çocuğun evde bakılması gerekiyor. Üç yaştan sonra da mutlaka kreşe gönderilmeli. Sosyalleşmesi açısından, çocuğun kreşe gitmesi büyük önem taşıyor.
SÜNNET YAŞINA DİKKAT * Okullar kapanınca sünnetler de başlıyor, sünnet mevsimi gelmek üzere yani. Üç ve altı yaş arası, acil bir müdahale gerektiren bir durum yoksa sünnet için uygun bir zaman değil. Çünkü bu dönem, çocukların cinsel kimliklerini edindikleri ve pipilerini kaybetme duygusunu yoğun olarak yaşadıkları bir dönem. Hatta o yaşlarda çocuklar çok pipilerini tutar, yaptıkları sadece yerinde olup olmadığını kontrol etmektir.
* Şaka yollu da olsa çocuğa çok iyi anlaştığı bir arkadaşını kast ederek 'Sizi evlendirelim' denince, zaman kavramını bilmediği için çocuk bunun hemen yapılacağını düşünür, bir sürü hayal yaratır. Sonra da sarılıp arkadaşını öptüğünde kıyamet kopartırız 'Ne yapıyorsun?' diye. Toplumsal kuralları, ahlaki değerleri yaşı geldikçe yavaş yavaş, çocuğu korkutmadan ama ucunu da bırakmadan vermekte fayda var.
'DUDAKLARINDAN ÖPMEYİN' * Birçok anne baba kendi ruhsal sıkıntılarını sanki çocuğun sıkıntısıymış gibi algılıyor. Kendi tahammülsüzlüklerini, depresyonlarından kaynaklanan uykusuzluklarını, sabırsızlıklarını, çocuğun yaramazlığı gibi algılayabiliyor. Bunu yapmamak gerek. Ayrıca 'Ben anne baba olunca hiç hata yapmayacağım' demek de bir uç noktadır ve sorundur. Mühim olan, hataları büyük zarar vermeyecek yerde tutabilmek, onlardan ders alabilmektir. Babanın da çocuk bakımında önemli bir rolü vardır.
* Anne babaların, çocukları dudaklarından öpmesine son zamanlarda sık rastlanıyor. Bu bir kere sıhhi açıdan yanlış. Çocukların ağız bölgesi mikrobu çabuk aktarabileceğiniz bir yer. Onları gözümüzden sakınıyoruz ama severken mikrop veriyoruz. İkincisi; biz onları sevme belirtisi olarak dudaktan öpüyoruz. Ancak belli bir yaşa geldiklerinde onlar bunu başkasına yaptığında tepki gösteriyoruz. 'Bu çok kötü bir şey' diyoruz. Ama o çok kötü şeyi biz yapıyoruz. Çocuğun kafasında karmaşa yaratıyoruz. Siz küçüklüğünden itibaren 'Seni çok seviyorum yavrum' deyip dudağından öperseniz, yarın herhangi birini dudağından öpecektir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|