Durdurun bu ayıbı...
Canım çok sıkkın... Okuyunca, evlâdı olan her anababanın canının çok sıkılacağını da biliyorum. Ama duymanız lazım.
Kredi kartı yüzünden hayatı kayan çok insan var, malum. Kendi suçları mı? Kendi suçları... Yaptıkları hatanın neticesinde ne oluyor? Elde avuçta ne varsa satıyorlar. Ev, otomobil... Hepsi gidiyor. Buna rağmen çoğunun borcu bitmiyor. Son çare ne? Kaçmak... Mümkünse buhar olmak. Bitmiş çünkü adam... Sıfırı tüketmiş.
Ne yapıyor bazı bankalar? Çok kötü bir şey yapıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'na yazı yazıyorlar. Biz "şu şu isimli kişiyi arıyoruz" diyorlar. "Bu kişinin soyadını taşıyan öğrencilerin listesini istiyoruz" diyorlar. Çocuğu bulacaklar. Çocuğun peşinden babasını bulacaklar. Eve hacize gidecekler.
Okullara bu listeler gidiyor. Öğretmenler, müdürler emir kulu... Mecburen öğrencilerin isimlerini, adreslerini veriyorlar. Çocuklar cin gibi... Öğretmenleri ne kadar gizlemeye çalışsa da, durumdan haberleri oluyor. Arkadaşlarının da... "Duydun mu, bilmem kimin babasını arıyorlar."
Ağır bir duygudur bu. Minicik yüreklerin taşıması zor.
Başbakan'a sesleniyorum. Beni sevmemekte haklısınız. Benim de size bayıldığım söylenemez. Ama o iş başka, bu iş başka... Bir baba olarak rica ediyorum. Büyüklerin günahını küçüklere çektirmeye kimsenin hakkı yok. Kanuna olmasa da, vicdana aykırı. Durdurun bu ayıbı.
|