Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, konut kredileri ve kredi kartları konusunda uyarılarda bulundu.
Yılmaz, ekonominin genişleme dönemlerinde varlık fiyatlarında hızlı artışlar oluşabileceğini, satın alınan konutların değerlerinde görülebilecek ani düşüşlerin ise finans kesiminin teminat değerini aşağı çekerken, hanehalkının servetinin de azalmasına yol açabileceğini kaydetti. Yılmaz, kredi kartı çıkaran kuruluşların, öngörülemeyen nakit çekilişleri nedeniyle ek likidite riski taşıdıklarını hatırlattı.
Yılmaz, Finansal İstikrar
Raporu'nun ikincisini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Son yıllarda finansal piyasaların küreselleşmesi, finansal araçların çeşitlilik kazanması, finansal derinleşme ve yapısal değişimlerin sistemin çok daha karmaşık bir görünüm almasına neden olduğunu ve finansal istikrarın önemini daha da artırdığını kaydetti. Dış piyasalarda oluşan dalgalanmanın diğer ülkelere hızla yayılabildiğine işaret ederken, "Memnuniyetle ifade etmek isterim ki güçlenen finansal yapımız, bu dalgalanmanın olumsuz etkilerini en aza indirmiştir. Bu durum bize, riske duyarlı politikalar izleyen, etkin gözetim ve denetimle güçlendirilmiş sağlıklı bir finansal sistemin önemini bir kez daha göstermiştir" dedi. Durmuş Yılmaz, bankacılık sektörünün asli işlevi olan aracılık faaliyetlerini artırdığı, ancak dikkatle izlenmesi gereken riskler nedeniyle finansal sistemdeki sektörlerin karşılıklı etkileşiminin daha da ön plana çıktığı bir dönem yaşandığına işaret etti. Yılmaz, uygulanmakta olan sıkı maliye politikası sonucunda, kamu maliyesinde önemli adımlar atılmış olmakla birlikte, mali disiplinin sürdürülmesi ve faiz dışı fazla hedefinin tutturulmasının finansal istikrar açısından önemini koruduğunu kaydetti.
"SERMAYE ÇIKIŞI AZ HİSSEDİLDİ"
Yılmaz, son dönemlerde küresel faizlere ilişkin belirsizliğin artmasının, yükselen ekonomilerden bir miktar sermaye çıkışına neden olduğunu anımsatarak, "Ancak güçlenen makroekonomik temeller daha sağlam bir finans sistemi, sıkı para ve maliye politikası uygulamaları, dalgalı kur rejiminin şok emici işlevi, kısa vadeli dış borçların uluslararası rezervlere oranının düşmesi ve mevcut programın disiplinli bir şekilde uygulanıyor olması, söz konusu çıkışın ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmektedir" dedi. "TÜKETİM EĞİLİMİNDEKİ ARTIŞ HANEHALKI BORÇLULUĞUNU ARTIRDI"
Yılmaz, harcanabilir gelirin görece düşük artışına karşılık, tüketim eğiliminin oldukça hızlı yükselmesinin, hanehalkının borçluluğunu artırdığına işaret etti. Yılmaz, "Diğer ülkelere kıyasla, hala düşük düzeyde bulunan konut kredilerine yönelik talebin artmaya devam etmesi ile hanehalkı açısından olası risklerin yakından takibi önem arz etmektedir" dedi. Yılmaz, ekonominin genişleme dönemlerinde varlık fiyatlarında hızlı artışlar oluşabileceğini, satın alınan konutların değerlerinde görülebilecek ani düşüşlerin ise finans kesiminin teminat değerini aşağıya çekerken, hanehalkının servetinin de azalmasına yol açabileceğini göz önünde bulundurulması gereken risk unsurları olarak sıraladı. KREDİ KARTLARI RİSK UNSURU
Yılmaz, hanehalkı borçluluğu çerçevesinde kredi kartlarına ilişkin de uyarıda bulundu. Yılmaz, kredi kartının genel olarak kart sahibine üye işyerlerinde nakit para verilmeksizin mal veya hizmet satın alma olanağı salayan bir ödeme aracı olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Bununla birlikte kredi kartı kullanıcılarının nakit çekmesi veya yapmış oluduğu alışveriş bedellerinin ödenmesini belirli bir süre için ertelemek istemesi halinde ilgili harcama tutarları krediye dönüşmekte, kredi kartı bir kredi kullanım aracı haline gelmektedir. Kredi kartı çıkaran kuruluşlar, POS makinaları edinme maliyeti ve ulusal ve uluslararası ödeme sistemlerine yönelik üyelik maliyeti üstlenmekte ve öngörülmeyen nakit çekilişleri nedeniyle ilave likidite riski taşımaktadır."
Bankaların, teminatın kayıp olması nedeniyle yüksek kredi riski, öngörülmeyen likitide çıkışları nedeniyle de likidite riski taşıyan kredi kartı faiz oranlarını, bireysel kredi faizlerine göre daha yüksek belirlediklerini kaydeden Yılmaz, "Diğer ülke uygulamalarına bakıldığında da kredi kartı faiz oranlarının tüketicikredilerine uygulanan faiz oranlarına göre daha yüksek belirlendiği görülmektedir. Bu nedenle kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı sahiplerinin bu gereksinimlerini kredi kartları yerine tüketici kredileri yoluyla karşılamaları menfaatlerine olacaktır" dedi.
Durmuş Yılmaz, bankaların kredi kartı işlemlerinde uyguladıkları faiz oranları arasında da büyük farklılıklar bulunduğuun belirterek, kredi kartı kullanıcılarının düşük faiz öneren bankaların kredi kartlarına yönelmelerinin, bankacılık sektöründe rekabeti artıracağını ve kredi kartı faizlerinde düşüş yaşanacağını söyledi.