|
|
Varisler ve genişleyen kılcal damarlar
Önce Marlene Dietrich ardından Angie Dickinson; Hollywood'un gelmiş geçmiş en güzel ve en seksi bacaklı yıldızları olarak kabul edilir. Uzun ve düzgün bacakların her zaman modada, reklam sektöründe, görsel sanatların pek çok dalında ayrı bir yeri vardır. Batıda yapılan bir araştırma etek uzunluğunun ekonomik barometrenin de göstergesi olduğunu göstermiştir. Etek boylarının dolayısıyla bacakların sergilenmesinin; ülkenin geçirdiği ekonomik gelişme veya gerileme dönemlerine göre uzayıp kısaldığı tespit edilmiştir. Hızlı büyüme dönemlerinde yaygınlaşan minilerin yerini, ekonomik darlık dönemlerinde uzun eteklerin aldığı görülmüştür. Dolayısıyla, bacakların sergilenmesinin, cinsel kimliğin veya özgüvenin ifadesi olmasıyla beraber, sosyal bir anlam da taşıdığı söylenebilir. Ama bu her zaman o kadar kolay da olmayabilir, hele varisli bacaklarla... Aşağı yukarı her beş kişiden birinde değişik ağırlıkta görülen, genelde 'varis' olarak adlandırılan bu sorun aslında, tıpta 'ven' adı verilen toplardamarların genişleyerek ve kıvrımlanarak cilt yüzeyinde belirgin hale gelmesidir. Çoğunlukla ayak bileklerinde, bacaklarda, kalçalarda, kalınbağırsağın son kısmında ve genital bölgede oluşur. Kalınbağırsağın son kısmında ortaya çıkan varislere hemoroid (basur) adı verilir. Bugün, iç organlarda ve genital bölgede oluşan varislerle hemoroid konusunu bir kenara bırakıp, özellikle estetik açıdan sorun yaratan varislerden söz edeceğiz.
Nasıl Oluşurlar? Kanı kalbe taşıyan ve toplardamar olarak adlandırılan damarlar, kan akışının kalbe doğru tek yönlü olmasını sağlayan kapakçıklar içerirler. Çeşitli nedenlerle bu kapakçıklar düzgün kapanamazlarsa geriye doğru kaçaklar olur. Sonuçta toplardamarlar genişler ve büklümlenerek varisler oluşur. Ayak tabanı ve baldır kasına vücudun ikinci kalbi deriz. Yürürken, hem baldır kaslarının kasılması, hem de ayak tabanının süngerimsi yapısı sayesinde, her adımda kan kalbe doğru pompalanır. Bu pompa işlevinin bozulduğu her durum, taban düşüklükleri, çok uzun süre oturur veya ayakta kalır pozisyonda yaşam tarzına sahip olmak, yüksek topuklu ayakkabılar giymek, dar giysiler, fazla kilolar, kalıtsal ve hormonal sebepler varis oluşumuna yol açar. Hatta kabızlık sorunu ve kadın olmak da... Çünkü kabızlıkta, bağırsaklarda biriken dışkı ve kadınların her ay regl dönemlerinde rahimlerinin büyüyerek bacaklardan dönen damarlara baskı yapması dolaşımı kötü etkiler. Belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte, genelde hastalar hekime, mor veya kırmızı damar ağları, yeşilimsi ana varisler nedeniyle, estetik kaygılarla başvururlar. Bacaklarında şişlik, ağrı ve ağırlık hissi, karıncalanmalar ve gece kramplarından şikayet ederler.
Tedavi yöntemleri: İri ve büklümlü damarların tedavisi cerrahidir. Daha ince, ağ şeklinde veya ipliksi varislerde çeşitli tedavi seçenekleri vardır; bunlardan en yaygın olanı skleroterapidir. Bu yöntemde hasta damarın içine çok ince iğnelerle, az miktarda, damarı kurutan, esası tuzlu su olan solüsyonlar verilir. Üç-dört haftada bir tekrarlanan enjeksiyonlarla varisli damarlar silinir. Düşük elektrik akımlarıyla, damarı ince bir iğne yardımıyla yakmak da bir diğer yoldur. Son olarak, belli lazer tiplerinin de bacaklardaki varislerin tedavisinde kullanıldığını söyleyebiliriz. Yüzde oluşan kılcal damar genişlemelerinde, iğneyle girilemeyecek kadar ince varislerde ise yine hem lazer, hem de belli dalga boylarında yoğun ışık tedavisi uygulayarak damarda hasar oluşturulur ve hasara uğrayan damar birkaç hafta içerisinde vücudun savunma hücreleri tarafından sindirilerek ortadan kaldırılır. Bu yöntemde ise üç veya dört haftada bir olmak üzere, varis tablosunun ağırlığına göre 2-6 seans gerekir. Tedavi dönemlerinde, hastalara ağızdan kılcal damar duvar yapısını güçlendiren ve damara elastikiyetini yeniden kazandıran ilaçlar ve çeşitli basınçlarda varis çorabı giymeleri önerilir. Lenf drenajı masajları ve pressoterapi ise varis tedavisinde önemli bir destektir. Ancak tüm bu ağrısız ve acısız tedavi seçeneklerine rağmen, hala en önemli silahın koruma ve varis oluşumunu önlemek olduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
|