| |
|
|
2-Demirel ve "İstanbul yaklaşımları"
Demirel'e "İstanbul yaklaşımlarından" söz ettik. "Kimin, nerede, ne konuştuğunu" aktardık. Ve sorduk: -Ne diyorsunuz? -Siyasette 1 hafta uzun zamandır. -Bütün sözünüz bu mu? -Türkiye çok partili siyasi yönetimi başaracaktır... Siyasi iktidarın alternatifsiz olduğu rejimin adı demokrasi değildir.
ALTERNATİF Biz araya girip "senaryolardan" bahsettik. Ve Demirel'i "işin o yanına" çekmek istedik. Demirel dedi ki: -Eğer halk bir alternatif çıkaramıyorsa o zaman demokrasi işlemiyor demektir. -Efendim, senaryolar? -Çok partili yaşamda 15 seçimi yapmış olan Türkiye, 16'ncı seçimi de yapacaktır... Türk halkı kendisine lazım olan kadro ve programı ortaya çıkaracak yetenek ve bilgiye sahip olduğunu yeniden gösterecektir.
FAİR PLAY Demirel sordu: -Benden istediğiniz cevabı aldınız mı? -Hayır. -Daha ne söylememi istiyorsunuz?.. Fair Play... Yani oyunu kuralına göre oynayınız. -Nedir ana kural? -Demokrasi oyununun ruhu halktır... Halkın dışında bir şeyler yapmaya kalkmayın... Ne yapacaksanız halk için ve halka beraber yapın.
HALK... HALK... HALK Demirel "İngilizce konuşmaya" başladı: -Of the people, for the people, by the people. Sonra Türkçe'ye döndü: -Halkın, halk için, halk tarafından yönetimi... Bu söz 1863'te söylenmiş... Söyleyen Abraham Lincoln... Ve demiş ki: Halkın, halk tarafından, halk için yönetimi yeryüzünden silinmeyecektir.
HALKSIZ İŞ ÇEVİRMEK Demirel devam etti: *Kimse halkın dışında birtakım işler çevirmeye kalkmasın. *Cumhurbaşkanı mı lazım?.. Halka gidin. *İktidar mı lazım?.. Yine halka gidin. *Ne arayacaksanız halkta arayın. *Başka yerde, başka şey aramayın.
KAMPANYA -Sayın Demirel... Ana konuya girelim... Bu işlerde sizin rolünüz nedir?.. Ne yapıyorsunuz?.. Ne yapmak istiyorsunuz? -Ben bunun kampanyasını yapıyorum... Halka gidin dedim diye birtakım alerjileri de topluyorum ama... Herkesin bir şeyi bilmesi lazım. -Neyi? -Kimse alınmasın, darılmasın... Mahkeme kadıya mülk değil... Makamlar ve iktidarlar bugün var, yarın yok.
"TÜRKİYE'Yİ EKŞİTMEYİN" Biz yine ısrarla Demirel'e "siz ne yapmak niyetindesiniz?.. İstanbul yaklaşımları... Senaryolar" diye sorduk. Demirel hiç duymamış gibi davrandı. Ve sözlerini sürdürdü: *Türkiye'yi ekşitmeyin. *Endişelere, vehimlere, kaygılara, arayışlara sevk etmeyin. *Kars'tan Denizli'ye kadar gezdim. *Bilim adamlarıyla, öğrencilerle, köylüyle, sanayiciyle, esnafla konuştum. *Türkiye büyük bir potansiyele sahip. *Tarlalar ekili, fabrikaların bacaları tütüyor.
GÖREV -Sayın Demirel, sorularımızın yanıtını alamadık. -Veriyorum... İnsanları ümit kırıklığına sevk etmeyelim... Kendimize ve geleceğimize güvenelim... Bunları halkıma söylemeyi görev sayıyorum... Görevimi yapmaya da devam edeceğim.
|