Münferit olaylar ülkesi
Orduyu ilgilendiren her konuda açıklama yapan Genelkurmay, Atabeyler Çetesi ile ilgili olarak uzun bir süre sessiz kalmayı tercih etti, Ama onların yerine konuşanlar oldu. Eski Cumhurbaşkanı Demirel mesela. Bu olayla ilgili münferit bir olay yorumunu yapmış. Kimi köşe yazarları da aynı iddia da. Aldıkları kimi bilgileri değerlendirip veya değerlendirmeyip "Bu münferit bir olaydır" hükmünü veriyorlar. Bizim ömrümüz de böyle münferit olaylar arasında öğütülerek tükendi bu arada. Şemdinli münferit bir olaydı. Abdi İpekçi suikasti de... Ya İstanbul Üniversitesi'ne bombalı saldırı... O da münferit. Kahramanmaraş ve Çorum olayları. Kelimenin son anlamına kadar münferit. Ölenler de münferit olarak öldüler zaten. Öyle olduğu için kimse onlarla ilgilenmedi sonradan. Sonunda da münferit çetelerin krallığı haline geldi bu ülke. Hukuksuzluğun kural haline gelmesine sessiz kalırsanız varacağınız nokta bu olur. Sivil veya silahlı kimi kurumların uygulamalarıyla sınırlı değil bu olay. İktidarın da zaman zaman hukuk kurallarına uymaktan sıkıldığını anlaşılıyor. Kimi gazetecilerin hesaplarına yasadışı yollarla girilip bilgi edinilmesi bunun bir örneği. Eğer hukuk dışı girişimlerin hedefi olduğunuza inanıyorsanız, yapmanız gereken tek şey vardır; Hukukun üstünlüğüne inanmak ve bu inancı sonuna kadar sürdürmek. Siz, kendinize yönelik muhalefete karşı hukuk kurallarını zorlarsanız, sizin karşınızdaki güçler haydi haydi zorlar. Şimdi hükümet adına birileri de çıkıp bu olayla ilgili münferit yorumu yapabilir. Çünkü artık bu ülkede hiç bir eylemin tarafları doğrudan konuşmuyor. Onların eylemlerini başkaları savunuyor. Muvazzaf subayların karıştığı silahlı çete olaylarını "Ülkenin Silahlı Kuvvetleri ile hükümetini karşı karşıya getirmek isteyen" sivillere yüklemeye kadar götürüyor kimi kalemşörler noktayı. Sanki, çeteyi demokratik bir hukuk düzeni içinde yaşamak isteyen aydınlar, yazarlar kurdu. Sanki silahları onlar biriktirdi, krokileri onlar çizdi. Kimsenin yasadışılığını sorgulayamadığı bir düzen peşinde onlar. Mevcut düzen sürsün de hangi şekil altında sürerse sürsün. Onların tek derdi o. Demokratik düzen, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çetelerden ve şiddet tehdidinden uzak bir yaşam biçimini savunmak hiç akıllarına gelmiyor. Münferiden taraflar. Ama farkına varamadıkları nokta, verdikleri görüntünün çetelerle taraf olma anlamına geldiği. O yüzden çete haberleri bir gün sayfalarına yansıyor, ikinci gün iç sayfalarda unutulmaya terk ediliyor veya çeteyi ele geçiren polislere yönelik eleştiriler öne çıkıyor. Münferit yazarlar, toplumsal sorunlara biraz daha önem verseler, hukukun üstünlüğünün sağlandığı demokratik bir düzene çok daha kolay ulaşabileceğiz aslında.
|