| |
|
|
Hedef olmayınca kargaşa olur
Dün AKP'nin etkin ve aklı başında isimlerinden biriyle karşılaştım. Kısa bir sohbet yaptık. Pek çok konuda aynı fikirleri paylaştığımızı gördüm. Öncelikle AB sürecinin eskisi kadar "inatla" takip edilmediği inancında. "AB bizim açımızdan çok önemliydi. Hâlâ önemli. Ama bu önemi vurgulamıyoruz. Başmüzakerecinin rolünü ve önemini kavrayamamışız gibi. Bu iş önemli. Ali Babacan çok değerli bir isim ama hem ekonomi, hem AB Başmüzakericiliği bir arada olmuyor" diyor. Son derece haklı bir düşünce. Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıl için en önemli projesi olarak gösterilen AB üyeliği, Ekonomiden Sorumlu Bakan'ın "boş vakitlerinin" uğraşı. Kim inanır Türkiye'nin AB hedefinde ciddi olduğuna. AKP'nin önemli isminin bir başka tespiti bakanlarla ilgili. "Hükümet siyasi bir kurumdur. Ama bizim bakanlar sanki teknokrat gibi davranıyor" diyerek AKP içinde pek çok önemli ismin "siyasi sorumluluk üstlenmekten kaçındığını" ima ediyor. Kararlı, hedefe kilitlenmiş, siyasi sorumluluk alabilen bir tavır olmayınca "iktidarın" dışardan yıpratmalara açık hale geldiğini ima ediyor. Bunun sonucunun da "ekonomik türbülans" olduğunu söylüyor. Gerçekten de, eğer bir erken seçim yapılmayacaksa, ki ben yapılacağını hiç zannetmiyorum; Başbakan'ın "asap bozukluğunu" bir kenara bırakıp, ipleri eline alması, "kavgacı" değil, "icraatçı" kimliğine geri dönmesi gerekiyor. Bugünkü "hal ve tavırlarla" 1.5 sene geçmez. Geçerse de 10 sene gibi geçer.
|