|
|
|
|
Onu bunu reddeden gruplardan değiliz
Stil ve duruşlarıyla büyük beğeni toplayan redd, kendilerini çoğu rock grubundan farklı bir yere koyan sözleriyle de dikkat çekiyorlar: Biz protesto yapmıyoruz, kendimizi keşfediyoruz.
'Mutlu olmak için, sevmek için görme; işitme' diyerek müzik dünyasına adım atan redd, 50/50 adlı ilk albümlerinin ardından ikinci albümleri 'Kirli Suyunda Parıltılar'ı çıkardı. Reddettiklerini, korkularını, hayallerini, vazgeçişlerini, hayattaki duruşlarını albümde noktasız virgülsüz yazdıkları uzun bir yazıyla anlatıyorlar. Açık söylemek gerekirse anlamak biraz güç... Özetle; onu bunu 'redd'etme protestosu derdinde olmayan, kendi korku ve isyanlarını keşfetmeye çalışan, yaşadığına şükreden değil, neden yaşadığını sorgulayan bir grup bu... Doğan-Güneş Duru, Berke- İlke Hatipoğlu kardeşler ve Suat Ayyıldız'dan oluşan redd, albümde Bülent Ortaçgil'in 1990'da çıkardığı '2. Perde' adlı albümünün aşk şarkılarından 'Çığlık Çığlığa'yı cover yaptı. Unutmadan; 3 Haziran'da Balans'ta sahne alacaklar... Hâlâ keşfetmediyseniz diye...
* redd üyeleri nasıl toplandı? 90'ların başından beri redd'deki herkes farklı gruplarla müzik yapıyordu. Doğan-Güneş Duru kardeşler aynı grupta, Berke-İlke Hatipoğlu kardeşler de kendi gruplarında müzik çalışmalarını sürdürüyordu. 96'da ortak bir arkadaş aracılığıyla Duru kardeşlerin Berke ile tanışmaları ve ardından İlke'nin dahil olması ile redd'in kardeşler kadrosu oluşmuş oldu. Konservatuvar yıllarından tanışan Suat ile Doğan'ın yolları redd'de 2003'te kesişti ve grup son halini aldı.
'BU ALBÜM DAHA DİNAMİK' * 'Mutlu Olmak İçin' ile nasıl bir yer buldunuz? Mutlu oldunuz mu? 'Mutlu Olmak İçin' bizim çıkış parçamızdı, dinleyici kitlesi tarafından sevilmesi bizi mutlu etti. Artık yeni şarkılarımız var ve yeni oldukları için çok daha güzeller bizim için. Yeni albümü dinleyenler, ne demek istediğimizi anlayacak. Çünkü her iki albüm de çıkış parçası üzerine kurulmuş işler değil. Her ikisinde ilk klip parçamız olarak hepsi mümkün gözüktü. O yüzden dinleyiciler albümlerimizin tamamını dinleyip değerlendirirse, hakkımızda daha fazla fikir sahibi olabilir. Sadece klip parçalarını bilmek bir grup hakkında fikir sahibi olmak için yeterli olmuyor. 'Mutlu Olmak İçin'in gördüğü ilgi bizi mutlu etse de, aslında buz dağının yalnız üstü gözüktü...
* Yeni albümün ilkinden sound anlamında ve içerik olarak ne gibi farklılıkları var? redd'in ilk albümden beri bir hikayesi, anlatımı ve o anlatımın belirgin bir içeriği var. 'Kirli Suyunda Parıltılar'da yine devam ediyor. Bu albüm, bizim canlı sound'umuza daha yakın bir albüm oldu. Albüm, sahnede duyacağınızla çok paralel. İlkinden daha dinamik ve güçlü. Net anlatımları olan, daha hissedilerek üretilmiş bir müzik. Sound'umuz; kullandığımız ekipmanlar ve bu albümdeki müzik-prodüktörlük anlayışımız doğrultusunda, bu albümde daha güçlü oldu.
'REDDETMEK GÜÇLÜ BİR TAVIR' * İlk albümde 'Mutlu olmak için, sevmek için görme, işitme' diyordunuz, bu albümde de 'Manzaraya daldım ses çıkarma; gerçek can sıkar beni uyandırma'... Hayat canınızı mı sıkıyor? Bu kadar 'kirli' olan ne? 'Mutlu olmak için görme, işitme'de bizim kastettiğimiz: "Bu kadar çok şey geldi başıma, ben de bu modern hayatın mutluluk taklidi yapan insanı gibi, hiçbir şey olmamış gibi mi yaşayayım?" idi. Görmeden, duymadan yaşamaya bir eleştiriydi. Hayatın yokmuş gibi yaptığımız 'kirli' bir tarafı var. Bu karanlık taraf canımız sıkıyor. Temizlemek için önce kirli olanı görmemiz lazım. 'Manzaraya daldım ses çıkarma' ise, şehirden kaçış ve biraz olsun soluklanma durumunu anlatıyor. Hayat canımızı sıkıyor. Etrafınıza bakın; temiz görünen her şeyin altında bir kirlilik var...
* İsminiz reddetmekten mi geliyor? Biz hayatta doğru dürüst işler yapmaya, özellikle müziğimizi inanarak ve hakkını vererek yapmaya çalışıyoruz. En önemlisi hissettiğimiz gibi yaşıyor ve inandıklarımızdan ödün vermiyoruz. Böyle yaşayabilmek için de hayatta birçok şeyi reddetmemiz kaçınılmaz bir durum haline geliyor. redd ismi, duruşumuzla bağdaşıyor aslında. Reddetmek, 'hayır' demekten belki de güçlü bir tavır. Ama biz onu bunu reddediyoruz diye kendi çapında protesto yapan bir oluşum olmaktan çok; cümlelerin içinde kendi korku ve isyanlarını keşfedecek ve nereye nokta, nereye ünlem koyması gerektiğini bilecek bir sosyal tavrın tanımını yapma gayretinde olan insanların dikkatini çekmek istiyoruz. Bizim gibi yaşadığına şükreden değil, neden yaşadığını sorgulayan insanlar var ve belki de mutsuzlar. Ama küçük şeylerle mutlu oluyorlar...
* Athena ve Gece Yolcuları'nın ardından kardeşler ittifakını üçüncü kez görüyoruz bir rock grubunda. Bu avantaj sağlıyor mu müzik yaparken? Bu arada Suat'a zulmetmiyorsunuz değil mi kardeşler bir araya gelip? Suat: Bana hiç zulmedilmediği gibi; kardeşler birbirine kardeş olduklarının verdiği rahatlıkla birbirlerine zulmediyor; bana da seyretmek kalıyor! Çok keyifli bir görüntü çıkıyor ortaya! Kavga şiddeti ne kadar artarsa, o kadar eğlenceli bir oluyor. Sonunda herkes gülmekten kırılıyor! Berke: Kardeş olmanın en büyük avantajı birbirini çok iyi tanımak, uzun seneler yanyana olmaktan dolayı müzik anlayışı olarak birbirini iyi tanımak.
SEZEN BAŞARAN GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|