|
|
'40 yaşını geçen yaşlıdır' deyince protesto ettim
'İçinizdeki en yaşlı elini kaldırsın' desem herkes etrafına bakar. 'En genciniz kim?' diye sorsam salonun yarısı ayağa kalkar. Doğruya doğru. Bu sefer yaşlılarla birlikteyim. Hani hep gençlere, üniversitelere gidiyoruz ya, sıra bu sefer yaşlılarda. Yaşlı ne demek? Gazetedeki 19 yaşındaki stajyere göre 40 yaş üstü. "Yok artık" deyivermişim. "Şunun şurasında 7 yılım kaldı." Anneme sordum. "65 yaş üstüne yaşlı diyorlar ne diyorsun?" Köpürdü. "65 genç yaş, neresi yaşlı?" Cevahir Kongre Merkezi'ndeki Ortadoğu Yaşlılar Kongresi'ndeyiz. Katılım müthiş. Kadın, erkek, genç, yaşlı.. Harika bir kalabalık. Harika iki saat geçirdim. Çok önemli detaylar öğrendim. 1. Yaşlılar kendilerine acınarak bakmasından hoşlanmıyor. ("İyi de amca" dedim, "Bizim kültürümüzde yaşlılara karşı duygusallık var. Dayanamayız yaşlı görünce, biraz da duygulu konuşursa gözlerimiz dolar. Hangimiz ağlamadık bayram şekeri reklamındaki yaşlı çifte?" "Olsun" dedi amca, "Olsun, acıyarak duygulanarak bakmayın.") 2. Yaşlılarla ilgilenmek, onların dünyasını anlamak için ille de yaşlı olmak gerekmez. Lösemi hastalarına yardım eden herkes lösemi mi? 3. Yaşlılar özellikle emekli olduktan sonra işe yaramadıkları düşünüyor. Bu yüzden sosyal faaliyetlere, yarım bıraktıkları eğitime geri dönmeyi arzu ediyorlar. Yaşlı üniversitesi en büyük dilekleri. 4. Medyada kendilerine yönelik haberler istiyorlar. Bastıra bastıra şunu söylüyorlar. "Hedef kitleniz sadece gençler değil." 5. Yaşlılar yaşlılığı hastalık gibi gösteren "Nasıl genç kalırız" türünden haberlere kesinlikle karşılar. Hepsinin birer aldatmaca olduğunu düşünüyorlar. Hepsinin ortak mesajı 'yaşınızı yaşayın'. Her yaşın ayrı avantajları var. (Değil mi efendim, gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse. Buluşmak lazım buluşmak.) 6. Özellikle yaşlı kadınlar moda, güzellik, yemek konusundaki yazılarda biraz daha kendilerine yönelik haberler istiyor. (Hak verdim. 50 yaşından sonra ne giyeceğiz, nasıl güzelleşeceğiz bilmeyelim mi yani?) Uzun lafın kısası yaşlılar ardık her anlamda "Biz buradayız" diyorlar. "Artık medyada emekli kuyrukları, huzurevinde birbirini bulan yaşlıların ikinci bahar müziği eşliğindeki aşk öyküleri görmek istemiyoruz. Biz yaşamın bir parçasıyız. Siz de yaşamı yansıttığınıza göre biz neredeyiz?" Teslim oluyorum. Mikrofona eğilerek "Tamam" diyorum; "Dürtün bizi. Dürtün ki sizin gerçeğinizi de görebilelim."
|