|
|
|
|
|
'İzleyen kadınların ağlaması bizi şaşırttı'
|
|
* Filmde duygusal yaşamında çalkantılar yaşayan, sıkışmış bir erkek figürünün karşısında; kırılgan ama direnen aşık bir genç kadın ile 'diğer kadın' var. Canlandırdığınız karakterle ilgili ne söylemek istersiniz? Aslında ortada bildiğimiz 'kötü kadın' karakteri yok. O karakter (Nazan Kesal) daha ziyade baştan çıkmaya müsait bir kadın. İç karmaşasından dolayı kafası karışık olan İsa da (Nuri Bilge Ceylan) tamamiyle 'aldatan kötü erkek' değil. Bahar da (kendisi) aslında çok masum değil. Yani insan ruhu çok karmaşık bir yapıya sahip. Üç karakter de bu karmaşayı içinde taşıyor; sadece biri biraz daha fazla, biri daha az.
* 'Mayıs Sıkıntısı' veya 'Uzak', dış dünyayla sorunu olan erkek kahramanların öyküsüydü ama 'İklimler'de kadın ön plana çıkıyor... Özellikle kadınlar çok etkileniyor bu filmde. Gösterim sonrası çok kadın ağladı, hatta bize gelip duygularını ağlayarak açıkladılar. Bilge özellikle ağlatan duygusallıktan kaçınan bir yönetmen ve filmdeki hiçbir sahneyi de ağlatma amacıyla çekmedik. Bu bizi şaşırtan bir unsur oldu.
* Özelikle sizin canlandırdığınız karakterin ihanete uğraması insanları çok etkilemiş olabilir! Evet, işte masumiyetin suistimali herkesin hassas olduğu bir konu. Belki de birçok kadının sadakat ve aldatma meselelerinden dolayı hassas olmalarından da kaynaklanıyor olabilir.
'GÜÇ, İLİŞKİLERDE ÇEKİCİ BİR UNSUR'
* Kadın-erkek ilişkilerinin ilahi açmazı da bu sadakat konusu galiba zaten... Evet, kadınlar da genellikle bu konularda erkekleri suçladığı için filmdeki kadınla bir empati kurmuş olabilirler. 'Kötü erkek masum kızın duygularıyla oynuyor' gibi birtakım duygular almış olabilirler ama aslında Bilge'nin anlatmak istediği asla böyle bir şey değil. Kadın ve erkek, her iki tarafın duygularına da yaklaşmaya çalışıyor.
* Kadınların etkilenmesinde erkeğin kadına sadakat yemini etmesinin ardından olanların da rolü büyük olabilir... Ağrı'ya döndüğünde, kızı güçlü bulduğunda; yani işine gücüne dönmüş ve artık kendisine ihtiyaç duymayan bir pozisyonda gördüğünde ilgisi birden artıyor. Hatta söylediklerine kendisi bile inanıyor yani yalandan söylemiyor.
* Oradaki ilahi açmaz güzel vurgulanmış... Çünkü güç herkesi çeken bir şey, özellikle aşk ilişkilerinde...
* Oyunculuğa devam edecek misiniz? Hayır profesyonel olarak yapmayı düşünmüyorum. Oyunculuk temposu ve ruhu çok da bana göre değil. Ama büyük konuşmayayım, birkaç sevdiğim yönetmen arkadaşımın filmlerinde ufak tefek şeyler olursa seve seve yaparım. Meslek olarak düşünmüyorum.
OYUNCULUK AYRI YETENEK
* Nuri Bilge Ceylan da zaten çok özel ve kişisel bir sinema yapıyor... Evet, bu nedenle kabul ettim zaten. Yoksa kendime yakın hissettiğim bir şey değil. Temposu bana uygun değil. Çünkü ben domestik yaşayan bir insanım. Oynamak için çok da kendime yakın proje bulacağımı düşünmüyorum. Olsa bile bu kez de onlardan bana teklif gelme ihtimali çok az. Oyunculuğumun devamının geleceğini zannetmiyorum. Çünkü oyunculuk ayrı bir yetenek.
* Sizi uzun metrajlı bir filmde yönetmen koltuğunda görecek miyiz? Kısa filme evet ama uzun metraj çekmeyi düşünmüyorum. Çekemeyeceğimi düşünüyorum, uzun vadeli projelerde kendimi yeterli de görmüyorum, cesaret de edemiyorum.
* Performans açısından canlandırdığınız karakterle nasıl bir ilişki kurdunuz? Karakterle ilgili çok güçlü bir empati kurabildim, çünkü hayatıma yakın şeyler vardı. Hatta kendime yakın bir karakteri oynadığım için kolay bile geldi. Hayattaki durşuma yakındı. Hatta hangileri olduğunu söylemeyeceğim ama bazı olaylar birebir uyuşuyordu. Kendimden apayrı bir karakteri canlandırsaydım ne olurdu bilemiyorum. Şunu söylemek istiyorum ki; filmdeki gibi çok mutsuz bir çift değiliz. (Kahkahalar...) 10 yıldır birlikteyiz, birbirimizi çok iyi tanıyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|