|
|
Bir tiyatro mucizesi: Münir Özkul
Yoğun bir haftaydı. Ülker'in düzenlediği Kukla Festivali'nin Ses Tiyatrosu'ndaki özel gösterisi, atları eğiterek harikalar yaratan Batusta'nın Zingaro revüsünün temsili gibi şeyler izledik. Sonuncusu beni biraz düşkırıklığına uğrattı: Sanki daha tiyatroya yakın bir gösteri bekledim. Yine de atlar ve sürücüleri muhteşemdi ve bizim gibi vaktiyle 'At, avrat, silah' demiş ve sonra atı hayatından çıkarmış bir toplum için, görülmeye değerdi. Zaten sanırım bu nedenle, hayli ilgi gördü. Dikkat: 25 Mayıs'a dek sürecek! Ama asıl değinmek istediğim, İKSV Uluslararası Tiyatro Festivalinin açılış gecesi. Ve orda birden karşımıza çıkan Münir Özkul mucizesi. Büyük sanatçı Münir Özkul uzun zamandır hasta. Ve yıllardır halk içine çıkmıyor. Bizim önceki yılın SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) töreninde kendisine verdiğimiz onur ödülünü almak için geleceğine güvenmiştik, ama kızı Güner Özkul'un çabasına karşın, son dakikada gelmemişti. Bu açıdan, bu yılki tiyatro festivalinin ona Peter Brook ve Haldun Dormen'le birlikte- vereceği 'Ömür Boyu Başarı' ödülünü almaya geleceğini hiç sanmıyordum. Ama o ne! Anons edildi ve birden, sahnenin arkasından, sanki ulvi bir ışık içinde görünüp karşımıza geldi. Kızı Güner'in kollarında.. Elbette iyi değildi. Nitekim zor yürüyordu ve ancak "Çok teşekkür ederim," diyebildi. Ve hemen kayboldu. Ama yüzü ne genç, ne taze, ne güleçti... Ve Aya İrini'nin bizleri o gece titreten soğuk atmosferi birden ısınıverdi. Törenden sonra Şakir Eczacıbaşı ile konuştum. Onun çok iyi arkadaşıymış, ama geleceği son ana dek kesin değilmiş. Sonra Şakir Bey bir anısını anlattı. Yıllar önce bir gün Muhsin Ertuğrul'la konuşurken ona "Bunca oyuncu geçti elinizden, sizce en büyüğü hangisiydi?" diye sormuş. Muhsin Bey biraz düşünmüş, sonra "Münir Özkul," diye yanıtlamış. Tiyatro ve sinemamızın bu unutulmaz oyuncusu, o gece bize çok hoş bir sürpriz yaptı. Ona sağlık ve mutluluklar diliyorum. Gecede daha sonra yer alan klasik Yunan oyunu üzerine ise bir şey demeyeyim, uzmanları konuşsun! Ama yine de içime fenalıklar bastığını ve de bir Yunan oyununu Yunanca izlemek gibi aklıma-hayalime gelmeyen bir deneyim yaşadığımı söylemeliyim!...
|