kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Türkler'in geçmişi sırla dolu'
'Türkler'in geçmişi sırla dolu'
'Orhan Pamuk'un kızı öğrencim'
'Kitapta misyonerlik amacı yok'

'Türkler'in geçmişi sırla dolu'

"Tanıştığım her Türk'ün aile geçmişinde mutlaka bir gizlilik var,'' diyen Fransız yazar ve edebiyat öğretmeni Gisèle'in yeni kitabı çıktı
23 yıldır Türkiye'de yaşayan Fransız yazar ve edebiyat öğretmeni Gisİstanbul Üçlemesi'nin ikinci romanı İstanbul'da Bir El Yazması'nı tamamladı. Kitapları önce Fransa'da basılan, ardından Türkçeye çevrilen GisTürk tarihine olan merakı, Anadolu Selçuklu dönemini anlattığı Mahperi Hatun romanına da yansımıştı. Bir arkeoloğun gizemli şekilde öldürülmesinin ardından gelişen olayları anlattığı Bir El Yazması'nda ise dikkatleri Anadolu topraklarının Hıristiyanlık tarihi açısından taşıdığı öneme çekiyor. Tam da Fransız Parlamentosu'nda 'Ermeni soykırımını inkâra ceza' yasası tartışılırken yazdığı kitabın da ses getireceğini söyleyen Gis"Türkler dedikoduyu, özel hayatlarını anlatmayı çok seviyor ama 2006 Türkiyesi'nde hâlâ aile geçmişleri hakkında sakladıkları bir şeyler var," diyor.

UNUTMAMALI...
- İlk kitabınız İstanbul'dan Pencereler'de daha çok değişik kültürlere sahip insanların evlerin içindeki farklı hayatlarına bakıyorduk. İstanbul'da Bir El Yazması ise daha çok sokaktaki hayata, tarihe yolculuk gibi.. Sanki artık ilk yıllardaki sessiz gözlemciliğiniz yerini tarihte unutulanları hatırlatma isteğine bırakmış...
- Türkiye'ye ilk geldiğim zamanlarda Türkçe bilmiyordum. Bir yere girdiğimde çevremde konuşan insanları anlıyordum ama konuşamıyordum. Hep susup bakıyordum. Sanıyorum, bu da yazmak için bir şans. Bazen bir yerde oturmak, insanları dinlemek çok önemli. Çünkü bu şekilde birçok hikaye duydum ve bunların hepsi yüzde 100 gerçekti. İstanbul'dan Pencereler kitabımdaki olayların da hepsi gerçekti. Şimdi artık Türkçem daha iyi ve artık daha çok insan tanıyorum. Ayrıca Türkiye'de insanlar özel hayatlarını bütün detaylarıyla anlatmaktan hiç çekinmiyor, ben de onları hikâyeye dönüştürüyorum.

- Özellikle kadınlar hayatlarını anlatmayı bu kadar sevince size de çok malzeme çıkıyor sanırım.. Fransızlar da böyle midir?
- Yok, Fransa'da en samimi arkadaşlar bile bu kadar özel konuları birbirine anlatmaz. Burada özellikle kadın toplantılarında çok konuşuluyor. Erkeklerle ilişkiler, seks bile açıkça anlatılıyor. Fransa'da bu mümkün değil. Bu çok büyük bir kültür farkı. Aslında rahat olmak çok hoş, alıştım. Ama yine de benim için biraz fazla. Gazetelerde de çok dedikodu var. Öykülerimin çoğu da bu gazete haberlerinden zaten. İlginç konuları kesip bir dosyaya koyuyorum. Tarihi eser hırsızlıklarıyla ilgili de çok haber çıkıyor. Özellikle Osmanlı antikaları, eski çağlardan kalan eserler.. Türkiye'de o kadar çok tarihi eser hırsızlığı haberi okuyorum ki...

'HERKES UYUM İÇİNDE'
- Türkler'in tarihiyle ilgili araştırmalarda karşılaştığınız kültür farklılıkları ve dinlerin içinden çıkmak kolay oldu mu?
- Tarihinizde çok gizli bölümler var, insanlar da bu gizem içinde yaşıyor. İstanbul'da tanıştığım birçok insanın ailesinde mutlaka bir sır, herkesin geçmişinde bir gizlilik var. Geçenlerde birisiyle tanıştırıldım; ailesi Selanik'ten gelmiş, Sabetaycılarmış. Bugün 2006'da hâlâ kimse konuşmuyor bu konu hakkında. Bu bana çok ilginç geliyor, ama belki bir psikolog için daha da ilginçtir. Tarihe, garip olaylara rağmen İstanbul'da çok sevdiğim bir şey var; insanlar genelde bir uyum içinde yaşıyor. Bunu İstanbul'dan Pencereler'de göstermek istedim. Değişik din ve kültürden insanlar, yine de uyum içinde yaşıyor. Bir tolerans, hoşgörü var. 'BU

ŞEHRİN DOKUSU ŞAŞIRTICI'
- İstanbul Üçlemeleri'ne bakılırsa Beyoğlu'nun sokaklarını, apartmanlarını, azınlıkları, hatta sokaktaki delileri, seyyar satıcıları çok yakından tanıdığınız anlaşılıyor...
- Evet, 10 yılım İstiklal Caddesi'nde geçti. Çünkü öğretmenlik yaptığım okul Galatasaray'daydı (Papillon). Okuldan çıktıktan sonra hep geziyordum, her şeyi çok inceledim.

- İstanbul'u anlamak ve tanımak için yabancı olmak büyük bir avantaj. Bu şehirde yaşayanlar, hatta Anadolu'dan gelenler bile bu kadar meraklı değil herhalde. Siz çevreye meraklı gözlerle bir seyyah gibi bakmışsınız...
- Türkiye'ye ilk geldiğimde İstiklal Caddesi'nde bir şok yaşadım. Benim için bambaşka bir kültürdü. Her şeyden önce çok kozmopolit. Çok eski binalar var. Bundan 15 yıl önce sokaklarda Fransızca konuşan çok insan vardı, şimdi azaldı. Bana çok değişik geldi bütün bunlar. Bu kadar farklılık arasında herkesin kendi hayatını sürdürebilmesi de çok şaşırtıcı. İstanbul'da eski zamanların izleri var. Bizanslılar, Osmanlılar... Bu dokuyu çok seviyorum.

- Zamanınızın çoğunu kütüphane ve sahaflarda geçiyor olmalısınız...
- Selçuklu dönemini anlattığım Mahperi Hatun kitabı için de çok araştırma yaptım, ama bu son kitabımda araştırmaları derinleştirdim. Tarihi bilmeden çağdaş dünyayı anlamak mümkün değil.

FİGEN YANIK

DİĞER YAŞAM HABERLERİ
 Bahçelerde romantik yemekler
 Haftanın filmleri
 DVD ekranı
 'Bilinmeyen Kral' bugün başlıyor
 Sadece bir su zerresi hayatı değiştirir mi?
 Venedik Bienali'nden İstanbul'a
 12 sanatçı bu etkinlikte buluştu
 Üçok'un resim sergisi açıldı
 Morrissey seneye Eurovision'a...
 Müzik kokan telefon
 Kütahya'nın muhtarı Ayasofya Müzesi'nde
 Başarı için sürekli yenilenmek gerek
 Bu hafta bitmeden 5 öneri
 İstanbul tişörtünün ünü ülke sınırlarını aştı
 Bir fincan 'yaşam tarzı' ve kahve
 Tasarımla ilgilenenlere duyurulur...
 Anne-oğul bu sergide
 Camla buluşma
 Suyun altında yatan tarih
    Yazarlar
    Alışveriş
  » Yaşam
    Ajanda
    Güncel
    Gezi
ÜLKÜ TAMER
Eurovision'da çok yol aldık
Geçen cumartesi, televizyon...
'Kardeşimin benden bir kurşun alacağı var'
'Kardeşimin benden bir kurşun alacağı var'
Zekeriya Gürsoy Kuşakçı, kardeşi Zühal Mansfield'i sahtecilikle...
Üçüncü kalbiyle yaşıyor
Üçüncü kalbiyle yaşıyor
Türkiye'de 2 kez kalp nakli yap›lan ilk ve tek kişi olan Hasan...
Radyoaktif madde zırh içinde
Kargo binasında radyoaktif maddelerin bulunduğu bölümün yanması...
Önce 'insanlık hali' sonra 'cahillik' dedi
Milli Eğitim Bakanı Çelik'in eşi, AKP'li Halil Ürün'ün karısını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.