Ne olur ortamı germeyelim Marmara'da rektörlük yarışı kızışıyor

Ne olur ortamı germeyelim

Çok değil birkaç ay önce Merkez Bankası'nın faiz politikasını eleştiriyorduk. O günlerde yurtdışı piyasalar da bugünkü gibi gerilmemiş ve belirsiz hale gelmemişti. ABD'nin faiz artırımları ölçülü bir şekilde gerçekleşiyor ve piyasada herhangi bir çalkantıya neden olmuyordu. O günlerde savunduğumuz çok basit bir nokta vardı: Yüksek faiz ile yurtdışından fonların girişini hızlandırabilirsiniz, ancak bu rakam gereğinden fazla yüksek olduğunda kendi paranızı aşırı değerli hale getirirsiniz.

Faiz indirmekte ağır kaldık
Türkiye'de olan da tam anlamıyla buydu. Merkez Bankası faizler indirmekte ağır kalıyor, ancak döviz sürekli düştüğü için giren para ile ithalat ucuzluyor ve en nihayetinde enflasyon düşüyordu. Hükümet enflasyon düştüğü için sesini çok da fazla çıkarmıyordu. Merkez Bankası kaynakları o günlerde eleştirilerimize kızıyor ve "faizi daha sonra yükseltmek zorunda kalmayalım diye şimdi yavaş inmesini istiyoruz" diyordu. Bir yandan da enflasyonu indirdik diye olumlu eleştirileri toplamayı ihmal etmiyordu.
Son birkaç gündür yaşanan çalkantılar sonucunda birkaç nokta netlik kazandı. Öncelikle Merkez Bankası'nın "faiz yükseltmek zorunda kalırız" diye yüksek tuttuğu faizler nedeniyle patlayan ithalat cari açığı adet azdırarak ilk olumsuz dış habere en fazla tepkiyi Türkiye'nin vermesine neden oldu. O günlerde yapılacak doğru müdahaleler ile döviz daha yumuşak bir şekilde değerlenebilirdi ve sert yükselişlere gerek kalmazdı.

Fiyat piyasada belirlenir
Sonuçta ister döviz ister başka bir ürün olsun eninde sonunda gerçek değerini piyasada bulur. Siz ne kadar baskı altına alırsanız alın, öyle veya böyle, döviz de gerçek değerini başka bir deyişle piyasadaki değerini bulacaktı. Asıl kötü olan bu çalkantıya bir de Danıştay'a yapılan hain saldırının eklenmesi oldu. Morallerin bozulması ve geleceğe dönük bakışların olumsuza çevrilmesinin faturası, yanlış Merkez Bankası politikalarından daha pahalı olur.
Tek sarılacağımız yer öncelikle sakin olup paniğe kapılmamak ikinci olarak da mali disiplini bozacak davranışlarda bulunmamak. Merkez Bankası'nın yeni yönetimini, kendilerine uygun hedef belirleyecek olan piyasa oyuncuları yoklamaya devam edeceklerdir. Yaz aylarındaki döviz bolluğu ve turizm gelirleri ile piyasaların nefes alacağı muhtemeldir; ancak siyasi istikrarın bozulmaması en önemli ve gerekli şarttır. Herkes ortamı gerecek açıklamalardan kaçınmalıdır.