|
|
|
|
|
|
'Anlık zevkler uğruna bedenimi kullandırmam'
-Entelektüel bir aileden geliyorsun. Ayrıca sen de gayet pırıl pırıl bir genç kadınsın. Peki Kürşat Yılmaz gibi birine aşık olduğunu fark ettiğinde neler hissettin? Senin gibi bir kadın hele de ideolojik olarak bu kadar kendinden farklı bir erkekte ne bulur? - Ben çocukluğumdan beri babam gibi bir erkek istedim. Babam güçlü, otoriter, karşısında herkesin saygı duyduğu, çekindiği, çok kültürlü, üniversitelerde eğitim vermiş, panellere konuşmacı olarak katılan bir insan. Bir de çok yakışıklı (gülüyor)... Bütün bu otoritenin yanında da çok duygusal bir adam. Kadınına sahip çıkan, şiirler yazan birisi. Ben bugün kiminle birlikte olsam babamı arıyorum. Ve inanın ben çok zor ilişki yaşayan bir insanım. Bir insana alışmam, sevmem çok zaman alıyor. Kürşat kimilerine göre çok yanlış, kimilerine göre çok doğru idi. Ama ailem muazzam kötü tepki verdi bu ilişkiye. Gerçekten de onunla tanıştığımda Kürşat Yılmaz kimdir, ne iş yapar bilmiyordum. Ama sevdim...(Gözleri hafif buğulanıyor ve bir süre susuyor). O da çok sevdi beni. Bu ikimizin yaşam çevresi için büyük çelişkiydi. Ayrıca işim üzerinde otorite kuramaması en büyük problemimizdi. İdeolojik çatışma da yaşıyorduk. Onu sürekli eleştiriyordum. Ama yüreğini sevdim.
-Bile bile lades olmuşsun. Peki önlem almanı engelleyen neydi? - Onun bana yaklaşımı ve sevgisiydi. Beni çok sevdi. Yani.. Çok zor yaa...Sevdim işte...Açıklaması yok ki...Çok da acı çektim. Sürekli ayrılıp barıştık. Zaafımız vardı, kendimizi kontrol edemiyorduk.
- O kadar severken, sevdiğin adamla birlikte göz altına alınırken ne hissettin? Hala arkasında mıydın yaşadıklarının? - Tabii arkasındaydım. Ben bir şey yaşamışım. Ben bir kadın olarak sevgim uğruna yaşadım. Bir ahlaksızlık yapmadım. Ben sadece sevdim. Ve herkesin cesaret edemeyeceği şekilde çıkıp aşkıma sahip çıktım. Ben anlık zevkler uğruna bedenini kullandıracak kadınlardan değilim. Benim seçimim doğru veya yanlıştı.. Ama onun zararı da zaten bana gelir. Ben açıkçası babamla her türlü bağımız kopar diye düşünmüştüm. Ama babam beni affetti.
-Peki onun yaptıklarını onaylıyor musun? - Açıkçası bugüne kadar onunla arkadaşlığım süresince herhangi bir şeyini görmediğimden konu ile ilgili bilgi sahibi değilim. Zaten yargı karar verir.
-Bir keresinde bir defilede frikik verdiğin için sabaha kadar ağlamışsın, ama bu yeni yayınladığın kataloğunda çıplak fotoğrafların var. Bunu nasıl bağdaştırıyorsun? - Bu nasıl bir çelişki değil mi? Evet esasında enteresan (kocaman bir kahkaha atıyor)... Bu fotoğraflara bakınca sanat görüyorum. Bu bir algılama meselesi. Ama orada bütün basının önünde, insanların içinde bu tür bir şeyin yaşanmış olması beni çok rahatsız etti. Çünkü bu kataloğun bir amacı var. Ve bu benim kontrolüm dahilinde. Burada çıplaklık var ama et pazarı niteliğinde değil. Ama orada herkes seni izliyor. Ne o, bir tane meme ucu gerçi. Ben onu her gün çiftliğimde Zeus'ta ve Hera'da (inekleri) görüyorum.
-Tuğba bu güzel insanlar partisi tufasına nasıl düştün? - Sevgili Vatan Şaşmaz ki, ben artık ona Vatoş diyorum. Beni aradı ve bir reklam kampanyasından bahsetti. Ama inanmamak o kadar zor ki. Telefonda bana sivil toplum örgütü olduğunu söyledi. Ve MNG Holding'in de bu projeye destek verdiğini söyledi. Böyle olunca daha da inandırıcı oldu. Toplantıda da ben, Vatoş ve sözde MNG Holding'in başkan yardımcısı, 15 kişilik bir ekip. Barkovizyon gösterileri, rozetler, kataloglar, afişler... İnandım..
-Parti bundan rahatsız oldu mu? - Bir iki kişi şakayla karışık tepki verdi...
|
|
|
|
|
|
|
|
|