|
|
|
|
|
|
'Cezaevine Yeşlilçam'dan mı geldin?'
"Türkiye'ye geldikten sonra cezaevine girdiğimde, dönemin cezaevi müdürü 'İçerde düşmanın var mı?' diye sordu. Ben de 'İçerde kim olduğunu bilmiyorum ki efendim' diye cevap verdim. Müdür de, 'Kafamı bozma, zaten makbul bir adam değilsin' dedi. Şaştım kaldım. Sonra koğuşa girdim. Koğuş ağası, uzun saçlı olduğumu görünce 'Yeşilçam'dan mı geldin?' diye sordu. Ben de 'Nerden geldiğimiz değil, nereye gideceğimiz önemlidir. Ben senin yerinde olsam onu düşünürüm' dedim. Allah'tan beni hemen başka bir cezaevine naklettiler. Yoksa olay çıkacaktı."
'HÜCRE ARKADAŞIM JET FADIL' "Hücre arkadaşım Jet Fadıl'dı. İçeri girer girmez beni tanıdı. Kendini tanıttı, sonra bana hayatını anlattı. Akşamları biraz televizyon seyrediyorduk. Bir de bahçede voleybol oynardık. 13 gün hücrede kaldık. Onun arkadaşlığı benim için büyük bir kazanç oldu. Hala görüşüyoruz. 6 ayda bir balık yeriz."
'YARIM MİLYAR DOLAR BATTI' "Şimdiki değeri 1 milyar doların üzerinde. 500 parçalık bir resim koleksiyonumu, Sakıp Sabancı'ya sattığımda üzüldüm. Oysa şimdi onları Sabancı Müzesi'nde görebilirim. Üzülecek birşey yok ki, sadece el değiştirdi. Şimdi servetim yok ama makul bir hayat yaşayabiliyorum. Hala yakınımdakilerden korkuyorum. Evimi emanet ettiğim kişiyi, yakın arkadaşım zannettim. Çok aldanmışım. Biri gelip üzerine oturdu. O ağır geldi."
'LEKE ÇIKMIYOR' "İskandinav ülkelerinde yedi seneden sonra bir insan suçlu bulunsa bile o konudan bahsetmek yasak ediliyor. Hep batık işadamı, tarihi eser kaçakçısı olarak hatırlanıyorum. Bu kabus, bir türlü bitmiyor."
|
|
|
|
|
|
|
|
|