| |
|
|
Kamplaşma olmasın
İlk arayan Cüneyd Zapsu'ydu. "Ne diyorsun" diye sordu. "Gazeteci olan benim. Ben sorarım. Sen ne diyorsun" dedim. Bu işin bir provokasyon olduğundan emin. "Ben şu soruyu sorarım. Bu olaydan kim kazanç sağlar? Hükümetin sağlamayacağı kesin; AKP'nin de öyle" dedi. Yakın kanaatteydim ama şunu hatırlatmadan geçmedim: "Provokasyon mudur, bireysel eylem midir, örgüt müdür bilmiyoruz. Kanaatini paylaşıyorum. Ama bu Bülent Arınç'ın Danıştay'ı gereğinden sert suçlamasını, Tayyip Bey'in Danıştay üyelerine 'Efendiler' demesini ortadan kaldırmaz." Daha sonra arayan profesör Nabi Avcı ile de aynı şeyleri konuştuk. O da bunun bir provokatif eylem olduğunu düşünüyor. Benim söylediklerime de katılıyor. Sonra Mehmet Ağar aradı. Anadolu turunda. Galiba Mersin'deydi. "Ülkeyi yine kamplara bölerseniz olacağı budur. Laik antilaik, dinci dinsiz derseniz bu olur. Millet gerilim, kamplaşma istemiyor. Bu millet hem dini değerlerine bağlı, ama bir o kadar da Cumhuriyet'in değerlerine. Birine olan inancı diğerine olandan eksik değil. Ne yazık ki, bugün bu ikisi sanki karşıtmış gibi gösterilmek isteniyor. Ama millet bunu istemiyor" dedi. Bu millet gerçekten çatışma ve kamplaşma istemiyor. Siz çatışma ve kamplaşma ortamını yaratırsanız, 10 günde yeterinden fazla şey olabiliyor. Cumhuriyet gazetesine ardı ardına bombalar atılıyor, dolar nedeni anlaşılmayan şekilde yükseliyor, borsa aynı şekilde çöküyor, birileri Danıştay gibi yüce bir kuruma silahla baskın yapıyor. Anlıyor musunuz!
|