|
Mutfakları şenlendiren güzel koku
|
|
İngiliz lavantası tatlılarda kullanılır. Lavanta yağı baş ağrısı ve uykusuzluğa iyi gelir.
İlkbahar dünyamıza bir şenlik gibi gelip oturunca doğanın da farkına varıyoruz. Etrafımızda neler varmış meğerse diye! Her seferinde anlatıp dururum. Biz Türkler ilk ve lise öğretimi ile çocuklarımıza herbir şeyi öğretiriz: Hamam böceklerinin iç organlarına varıncaya dek! Ama esas lazım gelen doğayı? Heyhat! Siz kırsal alanda büyümeyenlerden hangi mantar yenir hangisi zehirlidir ya da hüdai nabit otların hangi birisinin ne lezzeti vardır, şifası nedir? Bunları bilebilene hiç rastladınız mı? Oysa ülkemizin florası bunları bilip anlamamıza değecek kadar renkli ve zengindir. Neyse ki yıllardan beri bizim gibi bu noksanı yaşayanlar artık harekete geçtiler. Ardı ardına hergün yeni bir sürprizle karşı karşıyayız. Bakın daha bir ay dahi olmadı, Metro Group Türkiye adına Tümbek basılmasına katkıda bulundukları bir kitabı yollamış: " Yurdumun Yenilebilir Otları" Metinler Kut, İnaltong, Örs ve Somer, desenler Kale, yemek ve tarifler ise Erdoğan ve Gümüştaş tarafından hazırlanmış. 210 sahifelik hoş bir kitap.
İNGİLİZİ DE VAR, FRANSIZI DA Tam da şu baharın uyanışına rastgeldi. İçinde neler var neler... Aradan hepimizin bildiği, bulabileceği birini seçtim: "Fransız lavantası diye de bilinen, karabaşotu, başta Batı bölgelerimizde olmakla birlikte İstanbul'da da yetişmekte. Egeliler'in soğukalgınlıklarında sıkça başvurduğu bu güzel bitki de lavanta ailesinden, ancak İngiliz Lavantası gibi büyük çalı formunda değil. Kökten çıkan birkaç dalın üzerinde biberiye benzeri sivri yapraklar oluşuyor. Daha sonra bu dallar uzayıp, lavantadan daha büyük mor bir çiçeğe dönüşüyor. Karaduta benziyor karabaşotunun çiçekleri. Üzerinde sonradan çıkan eflatun minik çiçekleri ise üzerine konmuş kelebekleri andırıyor. İngiliz lavantası diye bilinen lavanta, mis kokulu mor çiçekleri olan, uçuk mavimsi yeşil, sivri yapraklı, çalı formunda bir bitkidir. 90 santimetreye kadar uzayabilir, sıcak iklimleri ve kuru toprağı sever. Bir kere ektiniz mi, yerini de sevdiyse genişleyip kocaman bir çalı haline gelir. Odunsu dalların üzerinde oluşan çiçekler yeşilden mora döner, sonra hafiften kurur. İşte bu dönemde artık toplama zamanı gelmiştir. İngiliz lavantası Türkiye'de Ege ve Akdeniz'in dışında İç Anadolu'nun belli bölgelerinde de yetişir, ancak çoğunlukla ekilmesi ya da fideden yetiştirilmesi gerekir. Karabaşotu ise çoğunlukla yol kenarlarında, tepelerde bulunur. Kendiliğinden yetiştiği gibi, doğadan aldığınız bir kök, bahçenizde de yaşamını sürdürebilir. Her iki türde kuru topraklı ve güneşli yerleri sever. Her iki lavantanın da çiçekleri yaz aylarında, çiçekler açtığında toplanır ve gölgede kurutulur.
TEDAVİ EDİCİ BİR BİTKİ İngiliz lavantasının çiçeklerinden yapılan çay, sakinleştirici ve baş ağrılarını giderici olarak kullanılır. Lavanta yağı yanıklara, baş ağrılarına, kas ağrılarına ve uykusuzluğa iyi gelir. Karabaşotu Ege Bölgesi'nde özellikle öksürüğe karşı kullanılmaktadır. Bodrum ve civarında kekik suyu gibi karabaşotunun da suyu yapılıp satılır. İngiliz lavantası mutfakta daha çok tatlılarda kullanılır. Şekere aromasını vermesi için şeker kavanozuna bir miktar koyabilirsiniz. Sirkelere ve zeytinyağına da koku verir, marmelat ve reçellere eklenebilir. Karabaşotundan Karaburunlu kadınlar reçel yaparlar. Lavantanın Latince adı "lavare"den, yani yıkanmaktan geliyor. Romalıların banyo sularına lavanta çiçekleri serptikleri söylenir. Aromaterapinin kurucularından Rene Gattefosse, elini ciddi bir şekilde yaktığında lavanta yağı kullanmış ve lavantanın tedavi edici özelliklerini bu şekilde keşfetmiştir. O zamandan sonra yapılan araştırmalar lavantanın antiseptik ve antibakteriyel özelliklerini ortaya koymuştur." Kitapta aynı zamanda lavanta'nın tam kimlik dökümü verilmiş. Diğer isimleri: Türkçe: Yaban lavantası, karabaşotu (Muğla), anababakokusu, İngilizce: Lavender Almanca: Lavendel, Schopflavendel Fransızca: Lavande Nihayet gelelim mutfağa. Herkesin yapabileceği; beklediğimiz sıcak havalarda ferahlatıcı olacak bir tarifi sunuyorum. Aynı zamanda uzun yemeklerde de ara şenlendirici olabilir. Kitaptaki tarifte yok. Ama artık muhtelif aromada da votka bulunuyor. Elbette burada aromasız olanı seçmelisiniz. Votka sevmeyenler sade olarak da deneyebilirler...
|