| |
Nasıl bir cumhurbaşkanı isteniyor?
Kimin yeni cumhurbaşkanı olacağının tartışılması, şimdiden siyaset kazanını kaynatmaya başladı. Ancak garip olan durum, "Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz" sorusundan çok, "Kim cumhurbaşkanı olacak" sorusuna cevap aranmasıdır şu anda. Anayasa, cumhurbaşkanının yetkilerini sıralıyor ama cumhurbaşkanı olacak kişiden devletin ve toplumun beklentilerinin neler olduğunu yazmıyor. Bunları belki, 103'üncü maddedeki "Yemin" den çıkartabiliriz: - Cumhurbaşkanı sıfatıyla, devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa'ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim. Diyelim ki cumhurbaşkanı, yeminindeki bazı maddeler konusunda gereken gayreti göstermedi. Örneğin üzerine aldığı görevi "Tarafsızlıkla" yerine getirmek için gerekli özeni göstermedi. Veya diyelim ki Anayasa'nın 104'üncü maddesinde belirtilen görevlerden biri olan "Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir" hükmünü bazı devlet organlarının aleyhinde kullanarak çiğnedi.
YETKİLİ VE SORUMSUZ Peki bunun müeyyidesi nedir? Anayasa'nın 105'inci maddesine göre cumhurbaşkanının sorumluluk ve sorumsuzluk hali şöyle düzenlenmiş: - Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemler dışındaki bütün kararları, başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz. Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. Görüldüğü gibi "Sorumluluk" lar açısından cumhurbaşkanlığı kolay bir görevdir. Zor olan başbakanlıktır. Başbakanlar seçim kaybeder, Yüce Divan'a bile giderler... Belki de bu sorumsuzluk hali nedeniyle başbakanlar cumhurbaşkanı olmak isterler. Başbakanken yapamadıkları icraatın, o sırada başbakan olan kişi tarafından yapılması için talimat içerikli mesajlar verirler. TBMM açış konuşmalarında, icraatı eleştirip, "Şunları neden yapmadınız" diye bir çeşit hesap sorabilirler. Ekonomik ve siyasi krize sebep olan durumlarda katkıları olsa bile, bu krizlerin hesabı başbakanlardan sorulur. Özetle bizim sistemimiz "Sorumsuz ve Yetkili cumhurbaşkanı" ile "Sorumlu ve yetkileri cumhurbaşkanı tarafından kısıtlanmış başbakan" sisteminin karmasıdır. Cumhurbaşkanı hem devletin, hem de yürütmenin başıdır. Ama daha önce de bugün de görüldüğü gibi, cumhurbaşkanı ile başbakan farklı siyasi eğilimlerden olunca sonuç cumhurbaşkanı ile başbakanın görüş ayrılığının, yürütmeyi kilitlemesine de dayanır.
UYUM MESELESİ Özal cumhurbaşkanı, Demirel başbakanken durum böyle olmuştu. Şimdi de Sezer'le Erdoğan'ın uyumlu çalışmalarından herhalde söz etmek mümkün değil. Tabii ki hiçbirimiz "Çankaya Noteri" kimliğinde hükümetten gelen her şeyi onaylayan bir cumhurbaşkanı istemeyiz. Ama acaba hükümetten gelen her şeyi engelleyen veya veto eden bir cumhurbaşkanına sahip olmak da istenen bir şey midir? Anayasa cumhurbaşkanına "Devlet organlarının uyumlu çalışmasını sağla" diye görev verirken, cumhurbaşkanlığı ile bakanlar kurulu veya TBMM çoğunluğu sürekli uyumsuz olursa, bu problem yaratmaz mı? Keşke siyasi akıl ağır bassa ve yeni cumhurbaşkanı seçilmeden önce erken genel seçim yapılabilse. Seçim sonucu oluşacak TBMM bu sonuca uyumlu bir cumhurbaşkanı seçse. Çünkü önümüzdeki dönemde bir AK Partili cumhurbaşkanı seçilir ve genel seçimde de AK Parti iktidar olamazsa, siyasetin gündemi yine cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki gerginliklere sahne olabilir.
|