IMF borcunun erken ödenmesi konusunda bir karar vermediklerini söyleyen Devlet Bakanı Ali Babacan "Siyasi değil ekonomik temellere göre karar alınacak" dedi.
Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF borcunun erken ödenmesi konusunda açık kapı bıraktı. Bugün için erken ödeme kararı vermediklerini belirten Babacan, "Bu siyasi değil, ekonomik temellere ve gerekçelere göre alınacak bir karar" dedi. Babacan, düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin şu mesajları verdi:
* IMF BORCU: Hükümet kurulduğunda Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolardı. 5 mayıs cuma akşamı itibariyle bu borç, 11.8 milyar dolara düştü.
* IMF BORCU ÖDEME TAKVİMİ: Borcu erken ödeme konusunda bugün
itibariyle bir karar vermedik. IMF'ye ''net borç ödeyicisi'' olmaya devam edeceğiz. IMF ile stand-by düzenlemesi alacak-borç ilişkisinden bağımsız olarak Mayıs 2008'e kadar geçerli. Erken ödeme konusu, siyasi değil, ekonomik temellere ve gerekçelere göre alınacak bir karar.
* GÖZDEN GEÇİRME ÇALIŞMASI: IMF'nin bu ziyareti, temel olarak 3. gözden geçirme çalışmasıyla ilgili. Ancak bu süreçte 4. gözden geçirme konuları için de önemli ilerleme sağlandı. IMF heyeti ile yapılacak çalışmalar sonucunda birleştirmeye karar verilebilir. Türkiye'nin birleştirme sonucu alacağı kredinin artması çok önemli değil. Bu, Türkiye'nin dert edeceği konu olmaktan çıktı. Herhangi bir sıkıntı beklemiyoruz.
* ENFLASYON: Bir aylık, iki aylık, mevsimsel ya da konjonktürel sebeplerle enflasyonda oluşabilecek dalgalanmalar, kimseyi endişelendirmemeli. Son 3 yıldır petrol fiyatları hızla artarken arka arkaya enflasyon hedefi tutturuldu. Merkez Bankası enflasyona 18 aylık perspektifle bakıyor. Enflasyonun ana eğiliminde bir değişiklik görülmüyor. Enflasyon düştükçe mevsimsellik ve dış şoklar daha güçlü şekilde aylık enflasyon rakamlarında hissedilecek. Hedefimizi açıkladık belirsizlik bandı var. Öngörülenin ya da hedeflenenin ötesinde bir gelişmeyi biz şu an için beklemiyoruz.
* SEÇİM: Hükümetin gündeminde seçim başlığı yok. Gelecek yıl normal takvimi içinde yapılacak seçimler, hiçbir ekonomik sapmaya yol açmayacak.
* SEÇİM EKONOMİSİ: Seçim ekonomisi tabirinin lügatlerden çıkarılması gerekiyor. Türkiye, yakaladığı tarihi fırsatı, asla kısa vadeli yaklaşımlarla kaybetmeyecek. Buna ne hükümet ne de millet zaten izin vermeyecektir.
* YATIRIMCI GÜVENİ VE REKABET GÜCÜ: Bin büyük şirketin yöneticileriyle, her yıl yapılan anket sonucunda yatırımlar açısından cazibesi en yüksek 25 ülke belirlendi. Türkiye'nin 2003 yılında 24. sırada iken, 2005 yılında 13. sıraya yükseldi. Ali Babacan