|
|
|
|
|
|
Şampiyon kızlar hedef büyüttü
Anadolu'nun dört bir yanından İstanbul'a geldiler. Eczacıbaşı Kulübü tarafından eğitiliyor, aynı okula gidip aynı evde kalıyorlar. Hedefleri dünya şampiyonu olmak.
En küçüğü 13, en büyüğü 16 yaşında. Kimi Mersin, kimi Ankara, kimi de Bursa'da yaşıyor, okul takımlarında voleybol oynuyorlardı; Eczacıbaşı Kulübü'nün voleybol antrenörleri onları keşfedene kadar... Şimdi Eczacıbaşı'nın alt yapısında oynuyor, Bahçeköy'de kiralanan iki evde beraber yaşıyorlar. Bulaşıklarını kendileri yıkıyor, ütü yapıyor, okula gidiyor ve antrenmanlarını kaçırmıyorlar.
Gündüz antrenmanda akşam evde beraberler
Eczacıbaşı antrenörleri tarafından keşfedilen genç voleybolcuların sırrı '24 saat kamp'ta olmak! Onlar aynı okula gidiyor, aynı evde kalıyorlar.
Her biri Türkiye'nin farklı bir kentinde yaşıyor, okul takımlarında voleybol oynuyordu. Bir gün Eczacıbaşı Kulübü'nün voleybol antrenörleri onları maç yaparken izledi ve hayatları değişti. İstanbul'a geldiler. Şimdi Özel Yüzyıl Işıl Okulları'nda okuyor, Eczacıbaşı'nın alt yapısında yetiştiriliyorlar. Hem bu okulun hem de spor kulübünün katkılarıyla Bahçeköy'de tutulan iki evde beraber yaşıyorlar. Geçtiğimiz hafta sonu Türkiye Liseler Voleybol Şampiyonası'nda birinci oldular. Mayıs ayında Hırvatistan'daki Dünya Liseler Voleybol Şampiyonası'na katılmaya hazırlanan genç kızların 'şimdilik' tek bir amacı var; bu şampiyonadan da yüzlerinin akıyla çıkmak. Ecem (16), Cansu (16), Büşra (15), Çiğdem (14), Tuğçe (16), Fatma (15), Birsen (14), Tuğba (16), Seren (13) ve Asuman (15)... Yaşları 13-16 arasında değişen bu genç kızlar Tekirdağ, Bursa, Kocaeli, Mersin ve Ankara'dan İstanbul' a gelmiş; iyi bir geleceğe sahip olmak için... Dör tkişi bir evde, dört kişi diğer evde yaşıyorlar. Aileleri İstanbul'da olan iki genç kız da ailelerinin yanında kalıyor. Ama İstanbul dışından gelip beraber yaşayan takım arkadaşlarına özeniyorlar. Bu nedenle haftanın birkaç günü onların yanında kalıyorlar. Zaten kızların kaldıkları bu eve oyuncuların haricinde kimse giremiyor. Ailelerin bile izin almadan kızlarını görmeye gelmesi yasak.
AYNI EVDE YAŞAMAK GÜZEL Böyle bir 'kızlar evi' olunca ilk akla gelen şamata ve eğlence oluyor. Zaten onlara da "Beraber aynı evde yaşamak nasıl bir duygu?" dediğimizde aynı ağızdan "Çok güzel" diyorlar. Çünkü hiç yalnız kalmadıklarını, ne yaparlarsa yapsınlar beraber oldukları sürece bir eğlence bulduklarını anlatıyorlar. Bu yaptıkları çamaşır yıkamak da olabilir, ütü yapmak da.. Ev işlerine gelince, en çok sıkıntı duydukları konu da bu zaten. Cansu Özdemir, arkadaşları bulaşık yıkamaya üşendiği için çok şikayetçi; "Herkes kendi bulaşığını yıkasa sorunumuz kalmaz. Ama bazen bulaşık birikiyor ne yazık ki..." Yine de evde hiç kavga olmadığını söylüyorlar. Çünkü sorun olduğunda taraflardan birinin mutlaka alttan aldığını anlatıyorlar. Dünya Şampiyonası'na hazırlanan takımın günlük programı oldukça yoğun. Sabah altıda kalkıp antrenman yapıyorlar. Sonra okula gidiyor, 15.40'da dersleri bittikten sonra okuldan ayrılıyorlar. Çalışma düzenleri maç programına göre değişiyor. Maç yoksa üç saat antrenmanın ardından eve gelip yemek yiyorlar. Yemekten sonra çamaşırları varsa onları yıkayıp, asıyorlar. Bu arada ders de çalışıyorlar! Akşam yemekleri okuldan geldiği için yemek sorunları olmuyor. Tüm bunlardan sonra tabii ki uyku vakti! Ne yazık ki onların diğer yaşıtları kadar boş zamanı yok. Ama evde bir araya geldiklerinde dersleri yoksa yapmayı sevdikleri iki şey var: Film ya da basketbol maçı seyretmek. Kızların neredeyse tümü Fenerbahçe taraftarı. Fener maçları sırasında bazen 'fazlasıyla' tezahürat yaptıklarını ve komşulardan şikayet geldiğini gizlemiyorlar. En büyük hobilerinden biri ise alışveriş merkezlerini gezmek. Özellikle ayakkabı alışverişine çıkmayı seviyorlar. Ancak bir sorunları var ki o da beğendikleri ayakkabıları alamamaları. Çünkü ayakkabı numaraları çok büyük! Aralarından Seren Turam'ın ayakkabı numarası 50. Seren kendisine özel ayakkabı yaptırmak zorunda kalıyor.
Ece Koçal
|
|
|
|
|
|
|
|
|