kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Burada bir tek kişinin sözü kesilmez
Hıncal öfkeli, Haşmet romantik Sunay konuşkan, Nebil aşçıdır
Burada bir tek kişinin sözü kesilmez

Burada bir tek kişinin sözü kesilmez

Nebil Özgentürk: Sunay'ın içindekileri hemen anlatması gerekirmiş gibi bir tavrı var. Bazen "artık sus" demek zorunda kalıyoruz. O da bozuluyor. Hıncal Abi ise son sözü söyler ve sözü asla kesilmez.

- Kimin rolü nedir bu programda?
- Nebil Özgentürk:
Bir seyirci olarak dört adamı değerlendirirsem... Ben mesela hiçbir zaman öfkeli olamıyorum. Hıncal Abi gerektiğinde öfkeli olabiliyor. Haldun Dormen'e bir hafta önce methiyeler düzerken, bir hafta sonra ayıptır söylemesi ana avrat düz gitti. Kırılır, darılır diye düşünmez. Ben bu kadar sert olabileceğini düşünmemiştim. "Vay be" diyorum bazen. Haşmet kibardır. Kendi sosyolojik birikimlerini de kullandığı yorumlar yapar. Aşk temasında öne çıkar. Sunay tarih anlatıyor. Sunay bu grubun tarihçisi. Bense programda daha çok mutfaktaki aşçı, masayı hazırlayan kişi olmayı tercih ettiğim için daha az konuşuyorum.

- Anlatmayı seven dört adam nasıl oluyor da karışıklık yaşanmadan söylüyor derdini? Haşmet Bey çok az konuşuyor, Sunay Bey de çok konuşuyor mesela...
- N.Ö:
Sunay'ın içindekileri hemen anlatmazsa program bitecekmiş gibi bir hali var. Bazen "artık sus" falan demek zorunda kalıyoruz. Bazen de "Gördün mü? Sunay yine başka konuya çekti konuşmayı" diye dedikodusunu, şakasını yapıyoruz. Yüzüne de söylüyoruz. O da bozuluyor. Bazen de ben ayağına vuruyorum, yanımda oturuyor ya. Sunay çok tatlı, çok iyi, melek gibi bir insan. Bazen çocukluğuna verdiğimiz de oluyor. Ben biraz da böyle bir denge yaratmaya çalışıyorum. Diğerlerinin daha çok konuşması için altyapı hazırlamak gibi bir görev üstlendim.

- Ya Hıncal Bey?
- N.Ö: Hıncal Abi son sözü ya da uzun muhabbeti söylemesi gereken adam gibi oluyor tecrübesi nedeniyle. Biz bunu ondan bekliyoruz. Hıncal Abi'nin sözü kesilemiyor mesela. Ama Hıncal Abi yerine Hasan Pulur da olsaydı böyle olurdu. Kimse az konuştum, diye pişman değil ki. Bazen gerçekten 19 dakika Hıncal Abi'nin sustuğu da olmuştur, ama biz bundan rahatsız oluruz. Ama bazen benim 17 dakika değil de 8 dakika konuşsa, dediğim de oluyor. Sonuçta hepimiz tatlı tatlı geçinip gidiyoruz. (Haşmet Babaoğlu içeri girince) Haşmet'i en çok kızlar seviyor çok yakışıklı olduğu için! (O da hemen itiraz ediyor)

- Geri kalanları kim seviyor?
- N.Ö:
Sunay'ı emekli ev kadınları çok severler.
- Haşmet Babaoğlu: Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kadınları da!

- Ya sizi?
- N.Ö:
Ben zaten hiçbir zaman şöhretli bir TV yıldızı olmamışımdır. Ben yönetmenlik yapan bir adam olarak seviliyorum. Hıncal Abi'nin hayran kitlesinin çerçevesi ise çizilemiyor.

- Siz yaptığınız bu programı tam olarak nasıl tanımlıyorsunuz? Kültür sanat programı mı, sohbet mi?
- N.Ö:
"Bir Yudum İnsan"la "90 Dakika" nın izdivacı gibi görüyorum bu programı. Yarı belgesel, kültür sanat muhabbet programı bizim programımız. Editoryal olarak benim hazırladığım yarı belgesel metinler üzerine muhabbet ediyoruz. Yani konuları önceden sadece ben biliyorum. Biraz Haşmet'le telefon diplomasisi yapıyoruz. Bazen de Sunay'la. Birbirimize torpil geçiyoruz. Hıncal Abi hiç bilmiyor konuyu. Bir de devamlı konuştuğumuz konular var. Mesela o hafta gittiğimiz bir filmi konuşuyoruz.

- Gitmeyen olursa ne oluyor?
- N.Ö:
Fransız kalıyor! Genellikle Sunay gitmemiş oluyor. Ama o Fransız kalmıyor kerata! Fransız kalıyor, ama son anda bir Belçikalılık yapıyor.

- O niye gitmiyor?
- N.Ö: Onun vakti yok, oyuncak müzesiyle uğraşmaktan. Biz çok kafa buluyoruz onunla program sırasında, "Çalışmaktan yaşamaya vakit bulamıyorsun. Programın adı 'Yaşamdan Dakikalar'. Yaşadıklarını anlat" diye.
DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 'Yaşıyorum, her şeye rağmen...'
 Kötü bir garsondu çok iyi oyuncu oldu
 'Aile planlaması yaptık, 7 çocuk istedik 6 oldu'
 'Kaşar lafını özel hayatımda da kullanırım'
 'Eski Aziz Yıldırım değil!'
 Uzan'a her 'hayır' 100 bin dolar!..
 Gerçek bir feminist iyi yemekler yiyendir
 11 Eylül'de dünya bir hayal gördü
 'Bu, Ele Güne Karşı'dan sonra en iyi albümümüz'
 'Tiyatrocu olabilmeyi kadın olmaktan bile çok istedim'
 'Yaşlılık bir günah gibi görülüyor'
 Er Kırandi'nin dağdaki 24 günü
 Asıl inançsızın iyiliği değerli
 'Şah, bana ilk görüşte aşık olmuştu'
 Egom iltifat istiyor ama eşim etmiyor
 Belmondo olmasaydım prensesle tanışamazdım
 Bizi izledikten sonra başka bir insan oluyorlar
 İyi para kazanıyor, tarih okuyorum Daha fazla aklı ne...
 Biz birbirimize kıyamıyoruz
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
'55 senelik Halil'i gömdüm'
'55 senelik Halil'i gömdüm'
Bir dönem Türkiye'nin en çok konuşulan adamı olan Halil Bezmen, şimdi...
Vefanın canlı anıtı
Vefanın canlı anıtı
Hüsamettin Özkan, Ecevit'in gölgesi olduğu 11 yıl boyunca "sır küpü"...
Isparta'yı mutlaka keşfedin
Kuzu kebabını mı anlatmalı, top tarhana çorbasını mı? Yoksa özel bir...
Şarapçıların bilek güreşli
Fransa'nın en iyi kırmızı şarap üreticilerinden François Pinault, YSL...
Aileden biri gibi
Boğaz vapurları 162 yıldan beri şairane isimleri ve zarif çizgileriyle şehrin,...
Yıldızların tiyatrosu
20. yaşına basan Pınar Kido Çocuk Tiyatrosu birçok ünlü yetiştirdi. Bu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.